SÖYLEŞİ
Giriş Tarihi : 14-04-2023 23:39

Tablette Bir Oyun

Yazan: Nihat Toğlu -TABLETTE BİR OYUN

Tablette Bir Oyun

TABLETTE BİR OYUN

Çocuklar tablete yükledikleri yılan oyununu oynuyorlardı. Çocukların heyecanla oyun oynadıklarını gören baba, izlemek için çocuklara yaklaşır ve izlemeye başlar. İzledikçe hayrete kapılıyor ve heyecan onu iyiden iyiye sarıyordu. Kendini kaptıran baba çocuklara taktik vermeye başlıyordu.

Fakat izledikçe bir şeyler fark etmeye başladı.
Oyunun başlangıcında yılan küçücüktü fakat yemleri yedikçe büyüyordu.

Ekran yılanlarla dolu olmakla beraber aynı zamanda yemler de boldu.

Ancak yılanlar yemlerle yetinmeyip birbirini öldürüp, birbirini yemeye daha heveskâr davranıyorlardı. Çünkü bir yılanı öldürüp yemek beş katı yeme tekabül ediyordu. Haliyle daha hızlı büyüyorlardı.

Daha hızlı büyümek en büyük olabilmek için birbirlerinin kanına giriyorlardı. 
Baba bey, bu olay karşısında düşüncelere daldı.

Çünkü yılan büyüdükçe diğerlerini daha çabuk öldürebiliyor ve öldürdükçe daha da büyüyordu.

Öyle ki büyüyen yılan diğerlerine yaşam hakkı vermiyordu, hayatı onlara dar ediyordu.
Yaşam hakkı vermemek ve hayatı daraltmak… 
Tam da burada durdu ve düşünmeye başladı.

Oyunun içinden çıktı ve hayata, yaşama, insanlara yöneldi sonra gözlemlemeye çalıştı.
“Derinleşen uçurum” dedi.

Zengin ve yoksul arasında hasıl olan derin uçurumu görmeye başladı.

İnsan büyüdükçe alan daraltan bir varlığa dönüşebiliyor, zenginleştikçe yoksullaşabiliyordu.
“Fıtri doğadan, ahlaki erdemden uzak kalarak büyümek insanı zararlı bir yaratığa dönüştürebiliyor.” dedi.

Durmadan büyüme hırsı gözlerin aç kalmasına sebebiyet veriyordu.

Seküler akıl, karın doyurmayı bir kenara bırakıp servet biriktirme derdine düşüyor.

Tekrar tablete yöneldi, bir de ne görsün yılan o kadar büyümüş ki ekranı bütünüyle kaplamıştı. Fakat hâlâ büyümek için ufacık yılanları arıyordu, gördüğü her yılanı tuzağa düşürüyor ve yiyordu.

Hayretle, dehşetle izlemeye devam etti.
“Bu yılanı öldürmek mümkün mü?” diye düşündü ve izlemeye devam etti.

Yılan krallık unvanını almıştı. Artık tek otorite, büyük bir hükümdar idi. Zalimleştikçe zalimleşiyor ve kan dökmeye devam ediyordu.
Sonra küçücük bir yılan ekranda göründü, hızlı hareket eden bu küçük yılan zikzaklar çiziyordu.

Birden büyük yılanla kafa kafaya geldi, küçük yılan ani bir dönüş yaparak büyük yılanın ona çarpmasını sağladı. Büyük hükümdar o küçücük yılana çarparak paramparça oldu ve ekran birden genişledi...

Bu manzarayı gören baba, Nemrut'un sinek karşısındaki çaresizce ölüme teslim oluşunu hatırladı.

Ve şöyle dedi: "Ölüm unutulabilir fakat ölüm asla unutmaz...”

Editör: Betül Eren 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi