ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 14-11-2022 20:08   Güncelleme : 14-11-2022 21:09

Suskun Gece

Yazan: Kenan Gül - SUSKUN GECE

Suskun Gece

SUSKUN GECE

Sessizce oturdu kum tanelerinin üzerine. Derin bir soluk aldı.Gözleri takıldı suya.

Dalgaların üzerine düşen kırgın gözlerini.
Yansımasında aradı...
Aradı...Göremeyince nasırlı parmaklarıyla karıştırdı isyan eden beyaz saçlarını.

Çakıl taşlarının arasında garip bir taş ilişti gözlerine. Dalgaların öfkesinde yumuşamış ucuz bir şarap şişesinin susturulmuş keskinliğiydi sanki. İlgilenmekten vazgeçti.

Derin bir nefes aldı soğuğa teslim olmuş havadan. Uyuşuk elleriyle davrandı sigarasına.
Sıradanlığında yaktı.Hava soğuk, sigara ise inatçı. Karar veremedi. Sigaranın cılız közüyle resimler çizmeye başladı. İsimler yazmaya başladı bulutlara saklanan ayın perdesine.

Oysa, dünde buradaydı..Ne aradığını bilmeden, bezgin ayaklarının ardına takılmış, buraya kadar takip etmişti. O ayaklarını takip etmişti de, ayakları neyin peşinden sürüklenip gece ayazını kucaklamıştı?

Hazırdı. Hızlandı.
Işıkları sönmeye başlamıştı ırak evlerin. Korkuyla yokladı ceplerini.
Yıllara kafa tutmuş kapının anahtarı hala cebindeydi.

Kalkmak için yeltendi. Soğuk uyuşturmuştu bedenini. Zorlandı..'Hayat işte.' diye geçirdi içinden.Oturmak da kalmak da yardımsız olmalıydı..Öyle öğretmişlerdi ona. Zararını hiç görmemişti. Tek başına ayakta durmayı, yalnız yürümeyi becermişti.

"Yaşam bu mu?" diyordu. İki gündür.
"Bu kadar kolay mı? Bitmemiş yollar, kavuşmamış kollar, konuşmamış diller mi?" diyordu. Tatmadığım acılar nasıl?..
Gülmediğim kahkahalar kimin mektubu?" Tek başına, sadece tek.

"Yaşam bu mu?" diyordu, kendine. Söyleyen de, dinleyen de kendisi olduğu için hayıflandı. Evde perdelerle konuşurken, kumsalda çakıl taşlarının misafiriydi sanki.

Olmalıydı... Sabah olmalıydı.
Konuşacak çok şey var daha.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi