SUS YÜREĞİM
Dökme dile sana emanet olanı.
Kanatma içinde kabuk tutan yaranı.
Sus yüreğim!
Akıt içindeki yürek damlalarını bir bir yürek haznene ama ne olur Suss...
Sen her yutkundukça depreşen acılarını
Gökyüzüne kaldırarak başını
Suss...
Titrek sesinle fısıldayarak yüreğine yapma ne olur dercesine
Suss...
Büyüt içindeki pervasız haykırışı.
Gözlerinden yanağına akan mücevher parçalarına emanet ederek
Suss...
Akıt toprağa gözyaşlarını...
O bilsin yüreğinin ne kadar yandığını..
Sadık olan toprak şahitlik etsin yürek damlalarına ama
Suss...
Öyle bir sus ki!...
Düğüm düğüm olmuş boğazından aksın heceler taa o yüreğinin en kuytu köşesine...
Sus yüreğim..
Avuç içindeki dualara teslim ederek o içini yakıp kavuran dilsiz feryadı.
Her nefes aldıkça harlanan köz gibi...
Ateş çınkısı misâli savrulan o masum hislerini
Güvercinin gözyaşlarıyla söndürürcesine
Suss...
Kırık dökük duygularının enkaz yığınının altında
Yardım çığlıklarını susturupta yüreğin!..
Son nefesini verircesine Suss...
Sus yüreğim!..
Ne olur..
Suss...