SÜKUT
Şimdi ben ne anlatsam terane sayılacak
O yüzden bir sükutun gölgesine saklandım
Nasılsa düşünceme hunharca kıyılacak
Ondandır ben kendime kendimce yasaklandım
Yani ben ne söylesem duymayacak sağırlar
Beyhude çoğalacak yorgun düş kırıklarım
Elbet beni de bir gün bir musalla ağırlar
Gömülür sessizliğe sürgün hıçkırıklarım
Oysa ben sustuğumda delirir suskunluğum
Göç eder sahillerden martılar çığlık çığlık
Nuh tufanı koparır hayata küskünlüğüm
Gemiler yanaşmaya bulamaz bir tek sığlık
Demem o ki siz asıl sükutumdan korkunuz
Çünkü bu bildiğiniz fırtına öncesidir
Ve bu saatten sonra gölgenizden ürkünüz
Suskunluğum öfkemin en son dönencesidir
Siz köksüz yalanları tek hakikat sayarken
Ben öksüz gerçeklere yar olmaya çalıştım
Yani siz her çığlığa türlü yasak koyarken
Ben sessiz vaveylamı duyurmaya alıştım
Sahi siz bir kez olsun cem edip zikrinizi
Hiç destur çektiniz mi düştüğünüz belaya
Düşündünüz mü sahi zorlayıp fikrinizi
Hüseyin ne sebepten yürüdü Kerbela'ya
Oysa ben her fırsatta yoklayıp düşüncemi
Yorulmuş şiarımı kırk elekten eledim
Gördüğüm her aynada sorgulayıp öncemi
Bir takva kucağında besmeleyle beledim
Bu yüzden başım dimdik bu yüzden alnım açık
Doğru bildiğim yolda atmadım geri adım
Kimisi deli bilsin, kimisi varsın kaçık
Nasılsa hak yoluna yazılacaktır adım...