ŞİİR
Giriş Tarihi : 08-11-2024 18:20   Güncelleme : 10-11-2024 00:57

Söyle İstanbul / Suna Türkmen Güngör

Suna Türkmen Güngör -SÖYLE  ISTANBUL

Söyle İstanbul / Suna Türkmen Güngör

SÖYLE İSTANBUL

İzbe düşlerin hatemi bu gülüş,
Harem garında solan.
Masalımsı girdapların tozunu atarcasına,
Son bakışta tükenir 
Mahrem duyguların ezgisi,
El sallarken
Bir İstanbul masalına.

Söyle bizden kalan martılara,
Hangi çığlığında erimedik,
Atılan simidi yutarken?
Hangi uçuşuna göğüs çırpmadık
Düşerken kanadından bir telek
Ve kâğıt helva kırılganlığında 
Tarumar?

Söyle boğazın pırıltılı yansımasına;
Hangi büyülü akşamına kapılmadık?
Hangi vapura el sallamadık alargada?
Şimdi siren sesinde yankılanır, 
Kutsanmış ayrılıklar!
Yitmiş Beyoğlu sokaklarında,
Masum hatıralar.
Süpürmüş tozunu,
Tarçınlı boranlar.

Ey sahil boyu Bebek!
Kaç busenin şahidiydin sen,
Yumar oldun gözünü?
Kaç tutulmuş yüreğin
Tutulmayan eliydin?
Kaç dolunayına bağlanmış dilek,
Kaç kurumamış mendilin diliydin?
Anlat vefasızlığa,
Söyle hummalı gecelerinin 
Yansımasını tutkulara; 
Yudumlanırken buruk şarabın
Taraçanda.

Duysun!
Ortasına uzanmış sahilinin,
Yürüdükçe sallanan tahta zeminli
Balık restoranında;
Korkuyla yenen
Yoğurtlu mezeler,
Yedikçe büyüyen gözler.
Tılsımında, sancılanan ölüm
Değildi korkular,
İhtimal olabilirdi ayrılıklar.
Yosun kokuluydu sevdalar.
Hüznü damıtan duble de,
Rakı şişesinde
Ve kulaklara fısıldanan
Esrik meyde,
Kemanın arşesinden dökülen 
Hüzzam akşamları,
Kanlıca'nın.

Uzaklığın timsali Kız Kulesi,
En çok sen anlarsın beni!
Şimdi uzaktan izlerim sen gibi
Sol yanımda
Vedanın busesini.
Kıyılarına çarpan her dalgada 
Yudumlarım hüznün kahvesini,
Tadarım her nefeste,
Hicranın telvesini.

Düşmüş çehresine rengarenk,
Yakamoz ışıltıları Üsküdar'ın.
Titreyişinde göz alıcı renklerinin;  
Tufanı var her kahkahasında,
Bin yıllık ağıdın. 
Uzanmış ayın selvisimine tekneler,
Süzülür gümüşi yalnızlığa.
Daha ne kadar ışıltacaksın,
Yalancı baharının matemini?
Ne kadar parlatacaksın,
Buğulu ayrılıkları?
Ne zaman doyacaksın,
Gülüşleri soldurmaya?
Yaz yazabilersen İstanbul,
Güzelliğinle tezat yaşamlara;
Şaşana uyan masalını!

Düşlerin, düş olmaktan düştüğü,
Sarıldığı eyvallahına.
Darıldığı büyüsünde kaybolan, 
Meşklerin hülyasına. 
El etek çekilemeyen aşklardan,
Coşkun sevdalardan,
Bulanıp yalanına renklerinin;
Geldik şimdi vedasına.
Öp alnından anıların,
Küllensin içinde,
İstanbul hatırasının.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi