ŞİİR
Giriş Tarihi : 14-03-2024 21:55

Sorun / Hakan Cucunel

Hakan Cucunel -SORUN

Sorun / Hakan Cucunel

SORUN

Bir pencere açılıyor  
gözlerinde ki,
gözlerini istiyorum karanlığımda
geceler boyu,
soğuk,
tüylerimi ürperten ezanlarda.
Sarkaca bağlı
sarkaca asılı duruyor,
kalemin şafağında
inanmıyorum zamana.

Gençliğimi düşüyorum
kalanı eklesen de
bölünene yetişmiyor zaman
bir dokunuşun var bende,
parmak izlerinde yıkanıyor yağmur
saçlarımdır parmaklarına tutunan
ellerindir alnımı ıslatan
bir de bakışım
her seferinde bakışlarında uyanan.
Parmak uçlarındır 
bütün ağrılarımı avutan
yaralarımı kurutan.
Avucunun içinde, 
bir çizgide duruyor gençliğim
bilerek saklı bir yara izini, 
kıvranan.

Zamansız bir kubbe olabilirdim.
soğuk
tarihsiz
ve taş kokulu.
Olmasam, 
yapabilirdim bunu
yıkılmış,
parçalanmış olabilirdim.
Yıkabilirdim bütün duvarları.
enkazlarda kalabilir
yalnız olabilirdim
kafeste bir şehzade kadar
ki öyleydim
öyleyim
kafestim 
ve hem şehzadeydim.
Küflü ve karanlık geçitlerde
bekledim, 
seni bekledim
yandım ve acıdım sensiz
teninde, 
bir rengi isledim.

Tarih öncesi anlatılarda
derviş olabilirdim
denizler kadar susup
derinlerince dinleyen.
Tuza 
ve dahi suya 
nazireler besteleyen.
Bozkırlarca kuru
ve ama ıslı 
ve bucaklı 
ve bir kısrağın dahi koşmadığı
kayıp da olsa yılkısız bir kısrak.

Küll’e isyan edip 
en önce ve 
sorgusuz
kirpiklerinden asılan
cüzz’den taşan  
ölse de inadına orada kalan
yalnızca bileklerinde
birer damardan medet uman.

Ve bir gece ansızın 
çıkarılıp karanlığımdan 
yalnızlığımdan
çeşme başında 
sağlam 
ve yapılı bir kolun tuttuğu 
bir satıra 
uzatabilirdim boynumu
kopabilirdi 
kafam.

Ben gözlerini istiyorum gidişlerinde gecem
beni bütün tarihimden 
hece hece söküşlerinde
ve ötesini istiyorum
gülümseyişlerinde
Tanrısallığa yürüyüşlerinde
hiç bilmeyeceklerini, 
ve gizlilerini
tarih öncelerini
istiyorum, 
belki veremeyeceklerini.

Kul dahi olamamış kullar yalnızlığına
vaat edilmiş cennetler tüketiyorum
kutsal anlatılarda.

Çoğalıp güçlenebilirim
isyanlarla
cellat, 
satır 
ve kan kokan uykularımda
ölümler yaratabilirim
en güzel ellerde.
Nefretler ve kinler tüketebilirim
elde meşale 
ve köpürmüş atlar kalabalığında
vahşi hayvanlar gibi çoğalarak 
ve uluyarak
susturabilirim
sensizlik korkularımı
kanı 
tadabilirim damarlarımda
ama en fazla, 
bir Tanrı olunur isyanla.

Ben gözlerini biliyorum gecem
adını Nergizlere 
adını gizlere
ve örtülü sözlere 
söylüyorum her seferinde.
Ben gözlerini biliyorum
açıldığında kalabalık kirpiklerini 
ötesini bekliyorum
kapasan gözlerini
kapasan diyorum
bir evliya
bir ibadet kalabalığına dursan
isyanda değil
uykunun kozasında 
yalnız bir kelebek olsam.

Gözlerinde
bir pencere açılıyor.
Aç gözlerini 
ışık 
ancak 
böyle uzanıyor karanlığıma
ben yalnız
o pencereden görebiliyorum.

Aç pencerelerini
renkler 
gelesi tutmuş baharlar
karanlık 
ve soğuk sabahlarda ezanlar 
diri yapraklı, 
babacan çınarlar özlüyorum.
Aç gözlerini gecem  
olmadığında 
ağır ağır 
kendi karanlığıma giriyorum.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi