SONBAHARI SEVMEM
Oldum olası sonbahar mevsimini sevmem. Hani “hazan mevsimidir” derler ya, haksız da değiller. Yaprakların bir bir yere döküldüğü gibidir en sevdiklerimizi bu mevsimde bir bir yitirişimiz. Ondandır belki sonbaharı sevmeyişim, kim bilir...
Yine gidenlerin bir daha geri gelmeyeceğini bildiğimizden midir nedir her sonbahar gelişinde sanki biri çıkıp kapımızı çalmaya gelecekmiş gibi tetikte olur tedirgin oluruz hep. Uyku tutmaz, su bile boğazımızdan geçmez çoğu zaman...
Bilirim zordur, ağırdır hazan mevsimi, tüm renklerin solduğu mevsimdir. Buğulu gözlerle bakarız, birbirimize dokunmadan. Sonra bir damla gözyaşımız farkına bile varmadan yavaştan süzülür yanaklarımızdan. Kimi zaman gizli gizli bir köşeye çekilir, doyasıya ağlarız gözyaşlarımızı kimseye göstermeden...
Aslında bir tepkidir susmak ya da sessiz ve susarak ağlamak. Oysa o sessizliğin altında ne volkanlar oluşur da farkına bile varamayız çoğu zaman. “İnsanoğlu nankördür” derdi rahmetli babam, derdi de bilemezdik o zaman. Kim bilir belki de bize çok şeyler anlattı da biz anlamadık bir zaman...