ANI
Giriş Tarihi : 21-04-2022 22:21

Oyuncağımız Teker

Yazan: Hakkı Yıldıran - OYUNCAĞIMIZ TEKER

Oyuncağımız Teker

OYUNCAĞIMIZ TEKER

Henüz ilkokula gittiğimiz çocukluk yıllarımızdı… Bir araba tekeri geçmişti elimize, oyuncak edindiğimiz. Bizim evin önünden geçen dik uzunca orman yolundan aşağıya yuvarlayıp arkasından seyrediyorduk. Bu bizim oradaki tepeden aşağıya teker yuvarlama işini arkadaşlarımla birlikte sırayla yapıyorduk. Kimin yuvarladığı teker yıkılmadan daha uzağa varacak, diye.

Birimizin aklına, bir de bu tekerin içine sırayla binelim de öyle yuvarlayalım tepeden aşağıya diye bir işgüzarlık geldi. Daha yarenlikli olacağını düşündüğümüz bu fikir hepimizin aklına yatmıştı.

Önce bir arkadaşım tekerin içine girdi ve tekeri öylece yuvarlamıştık tepeden aşağıya.
Ne var ki; o arkadaşın şansından olacak teker iki adım gitmeden bizim avlunun çalı dallarından gergisine vardı, dayandı, yan yattı. O arkadaşımız ucuz kurtulmuştu.

Şimdi sıra bir başka arkadaşımıza gelmişti. Tekerin içine girdi. Tekeri olanca hızımızla tepeden aşağıya yuvarladık. Teker içindeki çocukla birlikte hızlandıkça hızlanıyordu. Bizim evin önündeki su arığının biraz berisindeki bir taşın üstünden sekip yerden yükselen teker vardı buz gibi suyunun içine "cummm!"diye çakılmıştı. Bu arada bizim kendi aramızda pek de ehemmiyet etmediğimiz küfürler havada uçuşuyordu. Tekerle birlikte su arığının içine düşüp sırılsıklam ıslanan çocuk öfkeliydi tabii. Bir şekilde bir başkasının da başına aynı olayın gelmesi bastırabilirdi onun öfkesini. Bunun ümidiyle şimdi de beni sokmuşlardı tekerin içine. 

Arkadaşlar artık  nasıl yuvarladıysa tekeri...Teker yuvarlandıkça hızlandı.
Bizim evin önündeki arığın üstünden uçtu, tırıs geçti. Ben, arıktan akan soğuk suda ıslanmaktan kurtulmuştum... 
Evet kurtulmuştum kurtulmasına ama o teker o arığın üstünden nasıl uçmuştu öyle, ben de hatırlamıyorum. Tekerin içinde olduğum halde o kadar süratli yuvarlanıyordu ki; yusuf yusuf ediyordu bir yanlarım…Diğer yandan da “kurtarın beni la!" diye okkalı küfürlerle karışık avazım çıkasıya bağırıyordum. Nasıl kurtarabileceklerdi ki…? 

Tepenin başında ayaküstü dikildikleri yerde ellerini şaklatarak gülüp, eğlencelerinin keyfini sürüyorlardı. Taaa nereye kadar yuvarladık vayyy! gibisine keh, keh, keh! aralarında gülerek…

Teker sanki duracak gibi değildi. Sonunda o hızıyla vardı Abdurrahman amcanın yola sıfır samanlık kapısına olanca hızıyla tosladı. Samanlık kapısı eğretide duruyormuş ki ben tekerin içinde, teker samanlığın içinde aldık soluğu. 

Sığırları yemleme vakti olmalı, saman almaya gelmiş tam sırada. Dışarıdaki samanlık kapısından gelen sese ve içerisinin aniden toza dumana karışmasına bir bağırtı, bir cayırtı…Ramazan abiymiş. Benim içinde bulunduğum traktör tekerinin eğreti duran samalık kapısına toslamasıyla birlikte ödü kopmuş olmalı korkusundan…Elindeki saman dirgeniyle birlikte evin altına doğru hareketlenmişti. Oradan da dışarı çıkıp beni kıstıracaktı aklınca... 

Samanların orta yerinden, sap saman tozlarının arasından, göz gözü görmüyordu…Dayak korkusuna nasıl çıktığımı, kaçtığımı ben de bilmiyorum.

Arkadaşlar tepenin başında ortalığı yıkıyordu gülmekten…Tabii ben de onlara sövmekten.

Admin

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi