MASAL
Giriş Tarihi : 25-08-2022 06:16

Öksürük Otu ve Korku Canavarı

Yazan: Nevin Aktekin Gülfırat - ÖKSÜRÜK OTU VE KORKU CANAVARI

Öksürük Otu ve Korku Canavarı

ÖKSÜRÜK OTU VE KORKU CANAVARI

Ormanda bir kulübede Elif, annesi ve babası ile yaşıyordu. Babası bahçede yetiştirdikleri ürünleri satmak için şehire gitmiş,  ertesi gün dönecekti. Babası gittikten sonra Elif'in annesini  sıtma gibi  bir titreme tutmuş,  onu yatağa düşürmüştü . Annesi öyle çok öksürüyordu ki neredeyse içi dışına çıkacaktı. Onu doktora götürmek de pek mümkün değildi, bu yüzden mecburen   babasının gelmesini bekleyeceklerdi.

Annesinin öksürük krizleri gitgide artıp, daha sık  öksürdükçe de  Elif'in içi  acıyordu.
Evdeki ilaçlar ise öksürüğünü kesmeye pek  yetmemisti.

Bir keresinde, Elif'in babası çok hastayken annesinin  ona yaptığı bitki çayını hatırladı.

= Anneciğim, hani bir kere  babam hasta olmuştu da sen ona  sarı çiçekli ottan  bir çay yapmıştın, ona iyi gelmişti. Nerede o ot?   Sana ondan  çay yapayım mı? Sen de  hemen iyileşirsin babam gibi, dedi.

Annesi Elif'e dönerek;

= O çayı  öksürük otundan  yapıyordum canım kızım ama kalmadı. Hani geçenlerde büyük bir  dere kenarına gitmiştik ya; o derenin yanında  büyük bir  ağaç vardı, hatta sen;
"Ooo ne büyük bir  ağaç!" demiştin. işte o ağacın  altında sarı çiçekli  otlar var. O sarı çiçekli otlar   öksürük otu, öksürüğe iyi geliyor. Keşke geçen sefer  oraya gittiğimizde biraz toplasaydık. Şimdi sen de  oralara tek başına   korkar, gidemezsin .

- Yoo anneciğim, ben artık  büyüdüm,  gidebilirim oraya. Hava da  güneşli, o sarı çiçekli otlardan hemen  toplar gelirim, dedi.

Annesinin itirazlarına  aldırmadan eline aldığı sepet ile yola koyulurken evin köpeği Karabaş ile karşılaştı.

= Elif, böyle tek başına  nereye gidiyorsun?"

- Derenin oraya, annem için  öksürük otu toplamaya.

= Ben de gelebilir miyim Elif?

- Hayır Karabaş sen burada kal ve sakın eve kimseyi yaklaştırma, deyip yoluna  devam etti .

Yolda karşısına  tavşan çıktı.

= Nereye bakalım küçük kız?

= Annem için  büyük derenin oraya õksürük otu toplamaya gidiyorum.

= Ooo, çok dikkatli ol! Derenin içinde canavar varmış, bence sen hemen geri dön, sonra  seni  yemesin.

- Çok komiksin tavsan kardeş! Canavar mı? O masallarda yaşar. Annen sana söylemedi mi?  Ben hiç korkmam diyerek, yoluna devam etti.

Karşısına birden  koca bir yılan çıktı.

__Korktun mu benden? dedi

- Niye korkayım ki senden? Ben hiç bir şeyden korkmam.

- Gerçekten mi?

- Evet, ben korkak değilim anladın mı? O yüzden korkmam ben.

- Peki bakalım, nereye  küçük kız?

- Of, bugün de herkes bana  aynı soruyu soruyor, çok meraklısınız. Derenin oraya gidiyorum.

- Korkmuyor musun? Derenin  içinde  suda  yaşayan bir canavar varmış.

Elif kahkahayı patlattı.
Sonra ;

- Amma korkaksınız, canavar benden korksun hem hayır korkmuyorum dedim ya...

Ama yılanın da  ona aynı şeyi söylemesi bir taraftan da  kafasına takılmıştı. Ya canavar varsa, ya onu yakalayıp yerse diye içine hafiften  bir kuruntu düşmüştü. Sonra; aman neyse annem için oraya  gitmeliyim, gidince ağacın ardından gizlice saklanır bakarım etrafa. Canavar varsa  geri dönerim, dedi kendi kendine.

Nihayet annesinin dediği  büyük derenin oraya varmış, o büyük ağacı da sarı çiçekli öksürük otunu da bulmuştu.

Gizliden sağa sola baktı, canavar falan  görünmüyordu.Tam eğilip otlardan toplayacağı sırada derenin içinde   ona bakan bir çift göz ile karşılaşınca; "Canavar!!" diye bağırıp ardına bile   bakmadan geldiği yola doğru koştu.

Yolda yılana rast geldi.

- Ne oldu, telaşlısın  küçük kız! Hani hiç bir şeyden korkmazdın sen?

Nefes nefese;
- Canavar derenin içinde bana bakıyordu, az daha beni yakalayacaktı, dedi.

- Az otur şuraya, nefeslen de şuradaki kuru dallardan kırıp sopa yap, sonra da   git vur canavara,  dedi yılan.

Elif  kendine  kuru dallardan sopa yapıp  dereye gitti, eğildi. Tam  sudaki görüntüye vuracakken baktı sudaki canavar da eline onun gibi sopa almış ona doğru bakıyor. Korkarak oradan kaçtı, ortalığı  yıktı geçti "Canavar geliyor" diye...

Koşa koşa  eve girdi.
Annesine derenin içindeki  canavar ile göz göze geldiğini, ona sopa ile vuracakken onun da elinde sopayla ona baktığını, o yüzden  öksürük otu toplayamadığını bir bir anlattı.

Annesi   yatağından biraz doğruldu, anlamıştı o deredeki canavarın ne olduğunu ama ona  bir ders vermek için söylemedi.

__Peki kızım, gülümsemeyi hiç  denedin mi? Belki o da senden korkup kaçmıştır, bir de üstüne oraya  sopayla gitmişsin. Şimdi tekrar git  oraya ve suyun içindeki  canavara gülümse kızım, dedi annesi.

Elif çok  korkuyordu ama annesinin de bir bildiği olmalıydı. Derenin yanına tekrardan gitti, eğildi suya.  Suyun içindeki canavara gülümserken canavar da  ona gülümsüyordu.

Elif  çok şaşırmıştı. Neşeli neşeli derenin kenarından  hiç korkmadan öksürük otu topladı. Giderken de sudaki canavara  el salladı. O da ona el sallıyordu.

Canavar hiç anlattıkları gibi korkunç değilmiş, hem de çok tatlıydı. Belki bir dahakine onunla  arkadaş bile  olabilirim,  diye düşünürken koşarak eve geldi. Olanları annesine bir bir  anlatırken de getirdiği otlardan  güzel bir  çay yaptı.

Annesi çayı ictikten sonra  Elif'e  sarılarak ona  teşekkür etti.

Tabi  bu arada annesi   derenin içindeki  o canavarın kim olduğunu çoktan  anlamıştı. Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi