ÖĞRENDİM ANNE
Öğrendim anne!
Sırtımı insana dayamaktansa,
Duvara dayamanın daha acısız olduğunu,
Yalnız olduğumu anladığımda,
Başım dik, alnım açık, vicdanım rahat,
Tek başına ayakta durmayı,
Yoluma çıkan tüm olumsuzluklara rağmen,
Allah'a olan inancımı kaybetmemeyi,
Yalnız O'ndan dilemeyi,
Yolumu, solumu, kırılan yanlarımı
Yalnız O'na bırakmayı,
Umutların tükendiği yerde,
Her şerde bir hayır aramayı
Ve ayağıma batan dikenlerin,
Menzildeki uçurumdan koruyor olabileceğini.
Öğrendim anne!
Kafama vura vura, gönlümü yora yora,
Düşe kalka.
Yara bere içinde kalsam da öğrendim.
Bu yaralar,
Dizlerimdeki yaralara da benzemiyor üstelik.
Üfleyince geçmiyor.
Saranı yok, soranı yok.
Vakitli vakitsiz sızlayıp duruyor,
Derinlerde bir yerlerde.
Bu yara, ırgalamadı kimseyi
Cebindeki bir avuç bozukluk kadar.
Kimse anlamadı halimi,
Issız sokakların, yağmurların,
Taş duvarların anladığı kadar.
Bu yara öksüz, bu yara naçar,
Bu yara kangıren
Ve bu yara mahsun, hiç olmadığı kadar.
Ah, bu yaralar anne, bir tek beni yaralar!
Öğrendim anne!
Geç de olsa, acıtsa da canımı öğrendim.
Her yüzüme gülenin dost olmadığını,
Yol alırken
Yalnızca kendi kanatlarıma güvenmeyi,
Yaranın da devanın da kendi içimde olduğunu,
Yanımda yürümek istemeyenler için
Çabalamanın manasız olduğunu,
Gözyaşlarım içime akarken
Etrafa çiçek açmayı, gülücükler saçmayı
Ve hiç kimse için
İçimdeki o masum çocuğu
Üzmeye değmeyeceğini.
Öğrendim anne!
Ve her kahkahanın,
Her mutluluğun bedelini ziyadesiyle ödedim.
Ne vakit yola diksem gözümü;
Gönül deryasında hep kıyıya vurdu hayaller.
Kayboldu sesimdeki kuş cıvıltıları.
Düşlerimi,
Boğazımdaki kahkahaları çaldılar, anne.
Ne vakittir gülerek çıkmıyor
Kelimeler ağzımdan.
Bedenimde ruhumu yoklamaktan usandım.
Talan olan ömrüm gibi
Hiçbir şey yerli yerinde değil artık.
Nerede şimdi yüreğime koyduklarım,
Aynalara gülen yüzüm?
Söylesene anne, hani nerede şimdi
Beni her şeyden çok sevenler?
En kötüsü de olduğu yerde durmuyor zaman.
Koşsam da yetişemiyorum ardından.
Geçip gidiyor bizden aldıklarına aldırmadan.
Geçerken koparıp götürüyor içimden bir şeyleri.
Beni benden alıp yeni bir ben yaratıyor mesela.
Ve sonra diyor ki
Hadi buradan devam et.
Kırıldığı yerden nasıl çiçek açar ki umutlar?
Yüreğindeki yaralara aldırmadan,
Nasıl yeniden yollara düşer insan?
Sana da herşey anlatılmıyor ki anne.
Daha ilk cümlede dolar, yıllara yenik düşmüş gözlerin.
Varsın anneler hep mutlu sansın çocuklarını.
Bir yük de ben olmak istemem,
Dert yüklü omuzlarına,
Dizlerin yeter bana.
Biliyorum;
Bir sabah içimdeki karanlıklardan sıyrılıp,
Yeniden umuda açacağım pencerelerimi.
Yol vereceğim;
Omuzuma yük, içime dert olan her ne varsa.
İşte o zaman bir kuş havalanacak yüreğimden,
Gökkuşağının renklerine karışacak usulca.
Her rengine ilk kez görmüşcesine,
Hayran hayran bakacağım.
Ve ben,
Kalbimdeki kırıklara aldırmadan,
Ardıma bakmadan,
Baş eğmeden acılara,
Hayallerimin çiçeğe durduğu o yerden
Yeniden başlayacağım yaşamaya.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz