MUKAYESE
Sen bir ağaç isen ben de bir insan,
İkimiz de bir canız bir ömür yaşarız.
Sen bir fidan iken ben de bir bebek;
Sen emerken topraktan,
Ben annemden emerim.
Seni köklerin korur uğradığın zorluktan,
Benim köklerim annem ile babamdır.
Sen rüzgârla, ayazla boğuşup da büyürsün,
Ben düşüp de kalkıp yürümeye başlarım.
Birkaç senede dallarını yaprağınla süslersin,
Benim meyve vermem için hayli yıllar gerekir.
Her sene güçlenir, dallarını artırır da durursun.
Ben büyüdükçe korkularım, şüphelerim çoğalır.
Senin meyvelerin, kuşların, böceklerin oluşur.
Ben her sene eskirken, sen her bahar yenilenirsin.
Sana sığınan her cana yuva gölge olurken
Ben kendime gölge olmaktan bile aciz kalabilirim,
Gölge olduklarımdan bile nankörlükler bulabilirim.
Hayatım, meyvelerim acı da tatlı da çıkabilir.
Uğursuz bir balta, acımasız bir ateş
Uğramazsa yakınlarına benden uzun yaşarsın.
Gün gelir, ben ölüp de ayrılırım dünyadan;
Üç beş gün anılır, unutulup giderim.
Dokunmazlarsa sana asırlarca yaşarsın.
Sen ölünce bile benden çok değerlisin.
Yaprakların toprak olur, dalların sobalara ateş...
Gövden ne olmaz ki?
Telgrafa direk,
Salonlara mobilya, kütüphanelerde kitap
Ya da benim gibilere tabut.
Benden daha değerlisin ağaç kardeşim;
Biz karbondioksit veririz dünyaya,
Sen ciğerlerimiz için oksijen yayarsın.
Sen bulutları çağırıp yağmuru yağdırır;
Biz seni keser, seni yakarak
Dünyayı çöle çeviririz.
Editör: Hamiyet Su Kopartan