DENEME
Giriş Tarihi : 03-09-2022 04:32

Mavi Umut, Yüreğini Hep Mavi Tut

Yazan: Işıl Işık - MAVİ UMUT, YÜREĞİNİ HEP MAVİ TUT

Mavi Umut, Yüreğini Hep Mavi Tut

MAVİ UMUT, YÜREĞİNİ HEP MAVİ TUT 

Bazen kimsenin kimsesi olamazsınız. Çoğu zaman daha oldu olacak diye kendinizi kandırırsınız. 

Bakarsınız, baktığınız görmekten uzak, çölde bir serap, ufukta olmayan gemi, kalpte kurumuş sevgi, ayakkabının yalnış numara teki, gözlüğün kirli camı, gömlek iliğinin tersi, tencerenin uyumsuz kapağı.

Oysa gönül öyle mi der,

Terimin tuzu, kalbimin ritmi, elimin değdiği ipeği, her andıkça burnun direk sızısı, baklavanın şerbeti, sesini duyduğunda çocuk ışıltısı gözleri, her günün bayram sevinci, toprağın yağmurla buluşması, bayrağın direği, ovanın yeşili, dağın dumanı, kılıcın kını, sandığın bohçası, kışın baharı, gülen yüzün beyaz dişleri, taze açmamış gülü, vuslatı, mahşer arkadaşı, turnaların göğü sevdiği gibi... 

Daha milyon uyum ya da uyumsuzluk zinciri oluşturulabilir.

Sanırım herkesin tam  iyileşme öncesi kalp hasarından sonra oluşan düşmeden önce  o kabuğun tatlı kaşıntısı sözler bunlar. 

Kimbilir kaç kez düştü o kabuk. Her defasında  söz verdik daha az sevmeye. Ama Nuri Pakdil demişti, sanırım bende görmiştü de bu cümle kip uydu üstüme.

Ben bir şeyi hiç mi hiç az sevemedim, hele orta hiç sevemedim. Hep çok sevdim…
Azı karar değil, hep çoğu zarar cinsinden sevdim. 

Bir de ne varlığı ne de yokluğu belli olanlar var, hele en irite olduklarım, ne uzayan ne de kısalan kumaşlar. 

Hiç bir vücuda olmaz onlar. Tatlı mı, ekşi mi, acımı, sası mı olan evren insanları. Evren insanları diyorum zira Marslıyım deseler daha çok inanırsınız. Bana dokunmayan bin yıl yaşasın diyen kalp fakirleri. 

Gıdım gıdım sevgiyi tartanlar, bir fazla geçtiyse maazallah buruna fitil edenler, yaz gülüşlü kutup rüzgarında donmuş kalpler, sözünün eri değil kapıda paspası bile olamıyanlar. 

Bazılarını andıkça çilekli dondurma misali içimizi eritenler var, az da olsa. Kokusu burnumda tüttü dediklerimiz..
Kimi geldiğinde, kimi de gittiğinde mutlu olduklarımız. Bir anı bir ömre değer bulduklarımız.

Yaşadığınız sürece kimbilir hangi ruhun renkleri belirleyecek rengimizi.

Ama ben mavi olanlarla yola devam etmek isterim. Zira mavi sonsuzluk, umut huzur kokusu.
Hem giderken hülyamdaki sevdam demişti. 

"Sen mavi giy, ben denizi unuturum..."
diye... 
Karşıyaka Vapur iskelesinde öğlen saat birde yılın her günü bekliyorum öylece... 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi