ANI
Giriş Tarihi : 28-12-2023 15:25

Köyümüzden Eskilerden Anılar / Hamdi Tabanlı

Yazan: Hamdi Tabanlı -KÖYÜMÜZDEN  ESKİLERDEN  ANILAR

Köyümüzden Eskilerden Anılar / Hamdi Tabanlı

KÖYÜMÜZDEN  ESKİLERDEN  ANILAR

Nişanlar, düğünler olurdu köyümüzde... 

Nişanlarla düğünler arasında bazen aylar, hatta yıllar geçerdi. Oğlan askere gitmeden nişanı hatta bazen askerdeyken nişanı ve askerden döndükten sonra da, düğünü olurdu.

Dünürler arasındaki gidip gelmeler, gelin kıza hediyeler alıp para takmalar, karşılıklı jestler ve yardımlaşmalar düğün gününe kadar devam eder, ondan sonra yavaş yavaş o samimiyetler ve gitgeller azalır, bazı ailelerde de, neredeyse bitme noktasına gelirdi. Çünkü artık, gelin alınmış naz devri kapanmıştır.

Nişan ya da düğünlerde kadınlar; temizlenmiş bir ahırda, ağılda ya da “kuruluk” denen bir yerde toplanarak kendi aralarında çalıp oynarlardı. Darbuka ve tef yoksa, çalgı aleti işini bir güğüm hallederdi. Kadınlar, yerlere uzatılmış uzun kirişler üzerinde ya da üst üste koydukları kuru kermelere, tezeklere otururlardı. Pireler, günlük hayatımızda her daim vardı ve  bitlerle mücadele; “DDT” ile yapılırdı. Bitlenmekse ayıptı.

Köyün koruyucusu ile eli sopalı bir kaç kişi, kapılarda, avlularda nöbet tutarak hiçbir erkeği, delikanlıyı kadınlara yaklaştırmaz, yaklaşmaya çalışanlara da, sopayla vurmaktan çekinmezlerdi. Koca koca delikanlılar, korktukları için değil adetlere karşı gelmemek için, sopanın önünde karanlığa kaçarlardı... Tüm bunların hepsi, bir anı olarak yıllarca gönüllerde taşınır ve her fırsatta zevkle anlatılırdı.

Perşembe günü başlayan düğün, pazar öğleye kadar devam ederdi. Damadın gelinle buluşturulması ise, o günün yatsı namazından sonra, tekbirlerle olurdu. Ertesi günün sabahı ise, kahvaltıda hizmet eden bir gelin olurdu artık...

Ama konuşmayan bir gelin.. Ta ki, kayınpederinden ciddi bir bahşiş alıncaya kadar. O da, bazen bir kaç gün, bazen de  birkaç hafta devam ederdi...   

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi