ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 05-06-2024 17:58

Kolye / Ahmet Keskin

Yazan: Ahmet Keskin -KOLYE

Kolye / Ahmet Keskin

KOLYE

İşte deniz karşısındaydı…

Ayakkabılarını, çoraplarını çıkardı. Dönüp ondan yana baktı. Bir kayanın üzerine ilişerek oturmuş, yüzünde gülümseme, kendisini izliyordu.

Çıplak ayakları kumlara değdiğinde bir tuhaf oldu.

Bir şeyler ayaklarının altında kaydı. Bir sıcaklık tabanından vücuduna yayıldı.

“Müthiş bir duygu!” diye bağırdı.

O gülüyordu.

Ayakları ile kumları savurdu.

Bir daha, bir daha, bir daha…

Defalarca…

Denize doğru yürüdü. Deniz suları köpükler saça saça ona doğru geliyordu. Bekletmedi, onlara yürüdü. Kum sıcaklığı yerini serinliğe bıraktı. Dizlerine çıkasıya kadar ilerledi.

Eğildi suları avuçladı.

Yüzüne yüzüne çarptı. Ellerini koynunda gezdirdi. Ensesinden saçlarına uzandı.

- Aman Yarabbi, aman Yarabbim!

Doğruldu. Elleri belinde ilerilere doğru bakışlarını yöneltti. Su üstünde buharlar yukarılara doğru uçuşurken, ufukta bakışları kilitlendi. Deniz üstünden dalgalar yaklaşıp dizlerine çarpıp köpükler bırakarak kıyıya gidiyordu. Sanki bir dans hali sularda defalarca bitmek bilmezcesine tekrarlanıyordu. Saymaya çalıştı.

- Bir, iki, üç... Kırk bir, kırk iki...

Tekrar suyu kucakladı. Yüzünü yıkadı. Saçlarını ıslattı. Dondu kaldı. Bakışları mavinin tonlarına kilitlendi. Karşısından geçen tekne, sörf yapan insanlar umurunda değildi. Dalgalar yükselmeye başlayıp göbek hizasına gelince ürktü. Kendini geriye çekti. Geri geri sudan çıktı.

O hâlâ kayaların üzerinde oturuyordu. İlerledi. Yaklaştı.

- Tarifsiz bir duygu..
- Çok teşekkür ederim.

O kayadan sıyrıldı. Ayakta onu bekledi. Geldi.
Beline sarıldı. Kollar kilitlendi.

- Çok mutluyum, çok, çok mutluyum!
- Yüzecek misin?

- Sustun.

O başını yasladı. Üzgün şekilde;
- Ben yüzme bilmiyorum. Denizi ilk görüşüm...

Kollar biraz daha sıktı.

- O zaman kıyıda tadını çıkar.

Üstünden tişörtünü  çıkarıp attı. Altında bermudası ile denize yürüdü. Sulara ayakları ulaştı. İlerledi, ilerledi, kendini suya bıraktı.

Bir süre onun kulaç atışlarını izledi. Bir ara yerdeki deniz kabuklarına gözleri takıldı. Eğildi birini aldı. İnceledi.

- Kolye, diye söylendi.

...

Denizde bir erkek, kumsalda bir bayan vardı. Erkek suyun içinde sırt üstü gökyüzünü seyrediyor, kadın deniz kabukları topluyordu.

...

Sandalyesinde oturmuş, bahçeyi izlerken, yıllar öncesinden  bir anıya dalmıştı. Eli koynundaki kolyeye gitti. Parmak uçları ile okşadı. Kendi kendine söylendi;
- Senden kalan güzel bir hatıra…

Yerde karaĺı beyazlı bir saksağan hem zıplıyor, hem de çirkin sesiyle ötüyordu.

Sözcükler dudaklarından döküldü;
- Keşke hayatta olsaydı, beni yine götürürdü.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi