KIRILGAN KELİMELER
“Uzun yolun yolcusuyuz”
dendiğinde kulağa hoş geliyordu.
Yeşil halıya boyanmış dağın zirvesinde huzurla uyanan gecenin sabahında yudumlanan çayın keyfi paha biçilemeyen...
Bulutlara sarılıp gülümseyen yüzlerin güneşe el sallaması…
Üstünde gezinen karıncaların gıdıklamasıyla uyanan güzellik…
Düş dünyasında mıydı yoksa gerçekliğin içinde değneğin sihrinin kaybolmasında mıydı?
Bir bardak suyu içebilen gönlün şükrü de denirdi adına.
Adımlanan sokaklarda pencereden sarkan akrep ve yelkovanın savaşında bir dakikayı kazanan kimdi?
Sorgusuz sualsiz bir havuzun içinde yüzen kelimelerin duvara çarpıp geri dönmesiyle gecenin karanlığına gömülen, çalınmış yağmurun altında ıslanan dudaklardan çıkan ne kadar da kırılgan kelimeler.
Gidilen yollar, duraklar farklıydı ama kazanan mutluluk muydu içinden geçilen?
Haddini bilmeyi öğrenen kuşun yüreğine gizlediği sevgi miydi bilinmeyen?
Feryadı olsa da dallarından düşen yasemindi ve hep ölen...
Editör: Dilek Tuna Memişoğlu