MASAL
Giriş Tarihi : 08-09-2022 00:29

Kibir

Yazan: Avar Kafkas - KİBİR

Kibir

KİBİR 

Bir varmış bir yokmuş. Çok çok eski zamanlarda Pers İmparatorluğu zamanında Kum şehrinde bir Nakkaş yaşarmış. 

Mesleğinde o kadar iyiymiş ki Kisra'nın baş nakkaşıymış, Kisra'nın tüm sarayları yapılırken o hep emrindeki nakkaşlarla beraber saray duvarlarına av resimleri, manzara resimleri ve zerdüştlerin kutsal kitabı avestadan dini motifli resimler nakşedermiş . 

Kisra Buzurcmihr'in tüm ziyafet meclislerine katılırmış. Çok severmiş Kisra nakkaşı. Nakkaş da Kisra'yı çok severmiş. Kisra'nın çocuğu yokmuş nakkaş gibi. Çok üzülüyormuş Kisra bu duruma. Yüzü çok nadir gülermiş. Bu yüzden sürekli ziyafet verir ve icermis gece gündüz.
 Günlerden bir gün nakkaş   Kisra'nın yaptırdığı mabette çalışırken uyuyakalmış. 

Rüyasında ihtiyar bir adam görmüş. İhtiyar adam ona bir elma vermiş. "Bu elmayı ikiye böl yarısını Kisra'nın hanımı diğer yarısını da senin hanımın yesin demiş. İkinizinde birer çocuğu olacak. Senin çocuğun erkek Kisra'nın çocuğu ise kız olacak demiş. Çocuklara Nuşirevan ve Mihrumah isimlerini koyun. Büyüdüklerinde ikisini birbirleriyle evlendirin. Eğer bu dediklerimi yapmazsanız Kisra'nın kızı ölür senin oğlun ise  yaşayan bir ölü olur sakın unutma" demiş.

Nakkaş uyanınca yanında gerçektende bir elmanın olduğunu görmüş. Hemen Kisra'ya koşmuş ve olanları anlatmış. Kisra ve nakkaş elmaları hanımlarına yedirmişler.

Aradan dokuz ay on gün geçmiş ve çocuklar doğmuş. Masallarda zaman çabuk geçer ya çocuklar beraber büyümüşler. En iyi hocalardan eğitim almışlar. Nuşirevan kara kaşlı kara gözlü fidan gibi bir delikanlı olmuş. At binmede , kılıç üşürmede, mızrak savurmada üstüne yokmuş. Aynı zamanda çok da akıllıymış. Şaşılacak derecede ilim sahibiymis. 

Mihrumah ise beyaz tenli yeşil gözlü kumral saçlı bir ahu dilber olmuş. O da çok bilgiliymiş. Nuşirevan'dan aşağı kalır yanı yokmuş. Fazlası bile varmış. Nuşirevan'dan daha iyi şiir yazar daha iyi ok atarmış. Hiç ayrılmazlarmış birbirlerinden. 

Günlerden birgün Nakkaş Kisra'ya çocukların yaşının geldiğini evlenmeleri gerektiğini hatırlatmış. Kisra sinirlenmiş nakkaşa. "Sen ne dediğini biliyor musun ahmak herif?!" diye bağırmış nakkaşa. "Ben ki yeryüzünün tek hükümdarı Kisra'yım. Sense soyu belirsiz bir nakkaş, nasıl olur da Nuşirevan benim kızım ile evlenir" deyip cellada vermis nakkaşı. Nuşirevan'ı da zindana atın demiş askerlerine. 

Akşam olunca duymuş olanları Mihrumah. Kisraya yalvarmış yakarmış ama taş kapli Kisra merhamet etmemiş Nuşirevan'a. Mihrumah'ı da kovmuş huzurundan. Babasının yanından çıkıp büyük mabede gitmis Mihrumah ve ateşgedenin önünde başlamış dua etmeye, hem ağlamış hem dua etmiş. O ağladıkça dökülen gözyaşları daha da büyütüyormuş ateşgede de ki alevleri, alevler o kadar büyümüş ki birden sarmış genç kızı da. Yanarak can vermis kız. 

Kisra'ya haber  vermiş hemen din adamları. Kisra oracıkta üzüntüsünden ölüvermiş birden bire. Sonra o ihtiyar adam çıkmış birden ortaya. "Ben Zerdüşt'üm ve kibrin sonu budur." demiş. Kisra'yı göstererek tüm saray halkına. 

Gökten üç elma düşmüş, biri anlatana, biri dinleyenlere, biri de kıssadan hissesini alanlara.

                                                              

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi