KAVRAMLARIN DEĞER VE ANLAM İLİŞKİSİ
Dünyayı, evreni, tüm varlıkları tanıtan, birini diğer objelerden ayıran en önemli nitelik, o varlıkların isimleridir. A ile B arasındaki en temel fark, her ikisinin de aynı tür; yani harf olmalarının yanında birbirinden farklı değerlerinin mevcut olmasıdır. A harfi, B harfinden önce alfabede yer alır. Bu da A’nın B’den ayırt edici özelliğidir. Ancak birçok kelime birbiriyle aynı anlama gelirken, birbiriyle eşit değerlere sahip olmayabilir. “Siyah ile kara” aynı anlamda sözcükler iken; kullanıldıkları yer ve zamana göre birbiriyle ilişkili olmayabilir.
“Siyah bir elbise aldım.” cümlesinde siyah kelimesi renk anlamında kullanılmış olur. “Kara bir elbise aldım.” denilmez. Çünkü kara bir elbise, insan zihninde renk anlamını karşılamaz. Bu da siyah ile kara sözcüklerinin farklı değerlere sahip olduğu anlamına gelir. Bu yüzden her sözcük biriciktir. Her kelimenin değerini ve anlamını ilişkili olduğu diğer nesne, varlık ve cevher üzerinden okumak gerekir.
Bazen anlamı olup da değeri olmayan sözcükler veya değeri olup anlamı olmayan sözcükler de olabilir. Peki bunun nedenleri nelerdir?
1) Farklı ülkelerin ve dillerin olması
2) Kavramların nesiller boyunca kullanıldıkları coğrafya ve kültürel normlara göre evrim geçirebilme süreci
3) Toplumların birbiriyle etkileşim içine girdikten sonra birtakım sözcükleri, kendi ana dillerindeki kavramların içine almaları
4) Sözcüklerin yansıma sözcüklerin etkisiyle birden fazla anlamı karşılayabilecek değerlerde kullanılmaları
Kavramların anlam ve değer ilişkileri arasındaki benzerlikler ve farklılıklar günlük yaşamın içine de yansır. Örneğin; “Nescafe” kelimesi hem bir marka, hem de bir kahve çeşidi biçiminde kullanılır. Başka örneği de, “Selpak” için de geçerlidir. Burada “Selpak” kelimesi ile peçete aynı anlamda kelimelerdir. “Sana” kelimesi hem bir marka iken, aynı zamanda margarin çeşididir. Bu tür örnekler de gösteriyor ki; kavramlar ile anlamlar birbirinin zıttı veya tamamlayıcı unsurunu karşılayacak şekilde kullanılabilir.
Bazı kelimelerin de anlamı olmayıp değeri olabilir. “İle, ama, fakat” vb. kavramlar, tek başlarına bir anlam ifade etmezler. Ancak “Ali ile Ayşe top oynuyor.” misali bir cümlede “ile” kelimesi bağlaç görevinde kullanıldığı için değerli bir sözcük olarak görünür. Bu yüzden bir kelimenin anlamı ile değeri arasındaki farklılıkları etkileyen birçok etmen mevcuttur.
Günümüzde hiçbir zaman kullanılmayan; ancak geçmişte kullanılıp değerli anlamları olan sözcükler de vardır. Hititçe, Akadça veya Hazarca gibi diller günümüzde kullanılmadığı için artık anlamı olmayan sözcükler de vardır. Bu dillerde kullanılan sözcükler, güncelliğini kaybetmeleri dolayısıyla anlamsız kelimeler olarak görülse de, filoloji alanında çalışma yapan ve o geçmişe ait belgelerin önemini ortaya koymak isteyen bir filolog için geçmişteki sözcükler değerlidir. Çünkü o dönemde yaşamış insanların yaşam tarzlarını ve konuşma biçimlerini öğrenmek, dönemi aydınlatmak amacıyla kullanılan sözcüklerin taraması yapılıp, sonra tasnif edilerek, tahlili sonucunu, terkip ederek üzerinde tenkit edilerek kavramların anlam ve değerleri adına veriler incelenmelidir.
Kelimeler anlam ve değerleri üzerinden incelenir. Kelimeleri de biraraya getiren harfler ve ona bağlı olarak çıkan seslerdir. Seslerin yansımaları sözcükleri oluşturur. Sözcüklerin oluşumu ses ve harflerin biraraya gelmesine bağlıdır. Her kelime belirli bir anlam veya değeri karşılamak için vardır. Eğer bir kelime anlamsal ve kavramsal olarak hiçbir objeyi karşılamazsa o kelime unutulur, konuşulmaz. Konuşulmayan, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa taşınmayan hiçbir sözcük de çağa ve gelecek nesillere tutunamaz. Bu yüzden kelimelerin anlam ve değeri, o kelimenin gücünü ortaya koyar. Kelimelerin hanedanlığı anlam ve değerleri üzerinden incelenir.