KALDIK
Anılar denizi kilitli sandık,
Açıp da kapağı şöyle araladık.
Bir demet siyah fotoğrafı bulduk,
Daldı gözlerimiz,öylece kaldık.
Şurası doğduğun evin sofası,
Şurası badanalı evin bahçesi,
Şurası pınarın akan çeşmesi,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
Şu yaşlıca kadın ninemiz idi,
Babacan adam dedemiz idi,
Şu pisi pisi evimiz kedisi,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
Şu parlak gözlü kardeşin idi,
Saçları örülü can annenizdi,
Gülen şu adamsa babanız idi,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
Şu tahta kapı kaç kez açıldı,
Komşular gülerek misafir geldi.
Pazardan fileler dolarak döndü,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
Avluda davullar, sünnete çaldı,
Oyunlar oynandı, yemekler yendi.
Köyden akrabalar, eş dost geldi,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
Şu var ya şu okuldayken çekildi.
Askere ugurlandı, gelin edildi,
Onlarca yıllarca ne sevinildi,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
Karıklar açılıp, sebze dikildi,
Ağaca çıkıldı, meyve toplandı,
Salıncak kuruldu, göğe çıkıldı,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
Şu işlenmiş dantel annenden kaldı.
Şu tren, kapak, saat babadan kaldı.
Şu tespihle büyükler dua saldı,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
Of ki of bu sandık içler acıtır!
Anılar içinden çıkar saldırır.
Güzel insanlar yok, daim ağlatır,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.
İsimsiz, burnunun direği sızlar,
Hepsini tüketti, şu arsız yıllar.
Anılar andıkça yürekler kanar,
Daldı gözlerimiz, öylece kaldık.