İŞ ARKADAŞIM İBO'YU KAYBETTİK
İş arkadaşım Afyonlu İbo da aramızdan ayrılarak sonsuzluğa gitti. İbo 16 yaşında meslek öğrenmek için girdiği firmada 59 yaşında, bünyesinde taşıdığı hastalıklar yüzünden yaşama veda etti...
“Gidenin ardından konuşulmaz” derler, doğrudur. Ancak, kişiyi yaptığı güzel şeyler ve meziyetleriyle anmadan da olmaz. Onun için ben izninizle İbo'nun bizlerde unutulmaz izler bırakan bir olayı ile anlatıp kendisini bir kez daha anmak istiyorum...
Tam 43 yıl çalıştığı ve 25 yılını birlikte çalıştığım İbo'yu anmadan, anlatmadan duramam. Haydi o zaman sizi fazla merakta bırakmadan bizim İbo'nun ardından bizde iz bırakmış küçük bir olayını anlatayım da gözü arkada kalmasın...
2005 yılıydı, çalıştığımız fabrikanın içinde bir de fabrikanın satış mağazası vardı. Yine bizim arkadaşlardan İspanyol Toni bir gün satış mağazasından elektrikli bir yumurta kaynatıcısı satın almıştı. Almıştı ama o gün çalıştığımız bantın altına bırakarak "mesai bitimi sonrası eve götüreyim" dedikten sonra hep birlikte işimize devam ettik...
Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı ama Toni aldığı yumurta kaynatıcısını bir türlü eve götürmüyordu. Sanırım bu şekilde yumurta kaynatıcısı bantın altında bir yılını doldurmuştu. Bir gün nolduysa bizim İbo bir akşam vardiyasında kucağında bir paket yumurta ve beş pide ekmekle çıkageldi...
İbo'nun bu vaziyetini gören herkes şaşırdı tabi, şaşırdı ama İbo'nun bir hınzırlık yapacağını da sezerek hep bir ağızdan güldüler. Ama bizim İbo'da çıt yok tabi, kimse de fazla birşey sormuyor. Merakla İbo'nun ne yapacağını bekliyoruz...
Akşam saat 18.00 sıralarında mola saatine yakın yaklaşık yarım saat önce İbo Toni'nin eve alıp da bantın altında unuttuğu yumurta kaynatıcısını çıkardı fişini de prize taktı, evden getirdiği yumurtaları da içine dizerek pişmesini bekledi...
On dakika sonra yumurtalar pişti ve İbo da yumurtaları arkadaşlar için böldüğü ekmeğin arasına pay ederek bir Euro karşılığı sattı. Oradan geçen bir kısım şefi,"ben de acıktım bana da verin" deyince bu defa İbo "tamam ama sen şefsin sana iki Euro" diyerek şefe de iki Euro karşılığı yumurta dürümünü sattı ve hep birlikte kahkahalarla güldük. Şef de gülerek "lan firmanın tarihinde bir ilke imza attınız ama sakın kimse duymasın bizi oyarlar" dedi...
Yumurta dürümünü yiyip karnımız doyduktan sonra, bu defa hep birlikte olayın aramızda kalması için sözümüzü bir ederek yine olayı kahkahalarla kapattık. Şimdi İbo aramızdan çekip gitti ama onu bu ve buna benzer hınzırlıklarıyla anlatıp hâlâ kahkahalarla gülüyoruz ve gülmeye devam edeceğiz. Güle güle İbo, seni unutmayacağız...
Kalemine yüreğine sağlık…