İNCELEME - ARAŞTIRMA
Giriş Tarihi : 22-09-2024 20:38

İnsana Bakıp Toplumu Görmenin Bir Hikâyesi: Başkanın Adamları / Dilek Altundağ

Yazan: Dilek Altundağ - İNSANA BAKIP TOPLUMU GÖRMENİN BİR HİKÂYESİ: BAŞKANIN ADAMLARI

İnsana Bakıp Toplumu Görmenin Bir Hikâyesi: Başkanın Adamları / Dilek Altundağ

İNSANA BAKIP TOPLUMU GÖRMENİN BİR HİKÂYESİ: BAŞKANIN ADAMLARI

Söz ve anlatı dünyasının imbiğinden süzerek getireceği bir uzun hikâye daha bekler olduk Mustafa Kutlu’dan. Nihayet altı yıl aradan sonra Başkanın Adamları, Mayıs 2024’te Dergâh Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Festivaller İçinde Bir Festival Hikâyesi
“Ilık bir ilkyaz akşamı. Yağmur yağmakla yağmamak arasında mütereddit. Rüzgâr yağsın diye onu mütemadi okşuyor, toprak bağrını açmış, ‘birkaç damla dökülürse hepimiz ferahlayacağız’ diyor. Anlaşılan havada bir miktar sıkıntı var.”

Böyle başlıyor uzun hikâye. Kutlu, her bir öyküsünde olduğu gibi Başkanın Adamları’nda da hikâye anlatıcısı olarak karşımıza çıkıyor. Dünyanın sırlı yanında onun bu yerlerle ilişkisini; insana, hayata dair olup bitenleri anlatıyor festivaller mevsiminde bir festival hikâyesinde.

Kutlu, Başkanın Adamları’nda içeriden bakışın getirdiği gözlemle buralarda yaşamın nasıl biçimlendiğini yansıtıyor. Okurlarına Tufandan Önce kitabındaki olaylarla benzerlik gösterdiğinin haberi veriliyor ilkin. Olayların bilindik karakterler tarafından devam ettiğini görüyoruz. Çamlıpınar Belediye Başkanı Şemsettin Bilen, Kaymakam Çetin, İdris Güzel ve Zabıta Kemal yine sahnede. Yeri gelince diğer karakterler de çıkıyor karşımıza. Karısı Şadiye, kızı Songül, Mehpare gibi. Her iki kitapta da ülkemizin son otuz-kırk yıllık değişim/dönüşüm sürecinin tanıklığı yapılıyor aslında.

Başkanın Adamları’nda bir belediye başkanının adamlarıyla beraber festival düzenlerken yaşadığı maceralar konu ediniliyor. Anlatıcı; İlçe Belediye Başkanı Şemsettin Bilen, kızı Songül’ün önerisiyle ilçede festival ve şiir şöleninin daha zengin geçmesi için yapılan çabaya ve siyasi çekişmelere dikkat çekiyor. Zurnacısı, davulcusu, sarhoşu, hafızı…
Kutlu, karakterlerini kendi üslubuyla anlatıyor yine. Başkanın kızının uzatmalı belası Ziya Çöl’ün (Namıdiğer: Robin Ziya) festivali sabote etmesi de hikâyenin dinamikliğini artırıyor.

Robin Ziya’nın “başla” işaretiyle tahta çitin kapılarından boğalar, inekler, koyunlar, keçiler çıkıyor. Duvara çıkan Robin Ziya’nın bağırmasıyla heyecanlı bir macera başlıyor.
“Başkanın kızı, Başkanın kızı al sana festival. “Al sana!.. Al sana!.. Hatırla beni, hatırla!..”
Başkanın adamları festivalin engellenmesini önlemeye çalışıyor elbette. Kendilerini bir aksiyonun içinde bulan muhabirler de bu anın çekimini yapıyor. Olimpiyatta yüz metre koşuyormuş gibi nefes nefese, harika bir iş çıkarmanın haberini kotarıyorlar. Hatta yapılan festivali ironik olarak “İspanya San Fermin Festival”leriyle bile kıyaslıyorlar.

“Başkanım Çamlıca Boğa Festivali’ni seneye de yapacak mısınız? İspanya’ya rakip olacaksınız.” diye soruyor muhabir. Ülke çapında beklediği tanınmanın uluslararası boyuta ulaşmasının şaşkınlığı içinde olan Şemsettin, “Bilmem ki. Boğa Festivali” ha! Belki! Olabilir.” diyor.

Tarihsel Bir Dönemecin Gerçeği
Mustafa Kutlu, bir anlatıcı olarak anın değişimini verirken bunların arka planındaki gelişen olaylarla yüzleştiriyor biz okurlarını. Öyküsünün kahramanı Şemsettin Bilen’in ve diğer kişilerin dünyalarındaki yüzleştikleri meselelerde aslında Türkiye’deki yaşanan sürecin alttan alta yukarıya nasıl biçimlendirdiğini işaret ediyor.

Kutlu, bu uzun hikâyesinde de kurulan hayatların gerçekliğinde bir ülkenin, ülke insanının, tarihsel bir dönemecin gerçeğini ortaya çıkarıyor. Bunu başarabilmesini onun okura sunduğu birikiminden anlıyoruz. Belirli zamanda insan ilişkilerine sinen, bunları biçimleyen dönem gerçekliklerini ele alışı böyledir Kutlu’nun.

Geleneğin açılımında kendine özgün anlatı dünyasını kurarak günümüz öyküsüne yeni bir bakış getirebilmiş bir yazardır. Umarım biz okurlarını bir altı yıl daha bekletmez Kutlu, yeni hikâyelerini de keyifle okuruz.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi