İLK MEKTUBUMDUR - 1 -
Edirne’de
gün gibi kubbeler dolusu,
uykulu
ve oyalanmış kalbi insanla,
varlığıyla aklı karışmış
ama eskimemiş kemerler,
köprüler,
minareli gecelerimde
sesine özenmiş
sesini özlemiş soluğumdur.
İlk mektubumdur unuttuğum dualarımda
benimle sarhoş sandığım Meriç, Arda
belki yine ilk yaprağım
hep o aynı Sonbahar’da.
Gözyaşlarımı topladım,
çabucak büyür aslan ağızları,
zambak soğanları
bezenmiş elişi kâğıtları,
mevsimleri gösterir panolar
Türkiye haritaları,
silgi kokuları
Ben yine otobüslerde uyumayı seviyorum
İzmir’de
kesildi gözlerimin suları.
İlk mektubumdur
incinin sabreden ağrısından
düştüm Nisan yağmurlarına
bekliyorum
şimdi soluklanırken
doğurmakta olan bir kadın gibi
vaz geçme, sev yine beni
ağlamayı bilmiyorum.
İlk mektubumdur
bir gençlikti neyini anlatsan inanılır
yavaş yavaştır rüyaların
değişir coşku,
dağılır
Allah’a inanmaya benzer
varken inanmazsın
inandığında artık yoktur.
Günler çoğalır
insanlar azalır.
İlk mektubumdur
İzmir’li harflerden kokusunu duyarsın
bir ağacım ben
en fazla bir bahar daha bekleyen
Sen,
gövdemi bıkmadan öpen rüzgârımsın.
Bazı sesler yanar,
beklemeye yorgun dağlarda
ağzında sakladığın toprak büyür,
çoğalır,
ziyaret yerleri gibi herkesçe bilinir
bazı sesler yanar,
dilek tutulur,
dua edilir,
bulgur pilavları yenir yaşlı kadınların
kiminde yemlik tadar
kiminde anık kokar
geniş zamanlarda silinir.
Ama bir kere akla gelmiştir
toprağı saklamak
kırılma başlamıştır
böyleyken yanar sesin,
bir ev gibidir
ötesi berisi vardır
içinde yemek yenir,
düşülür kederlere
ve sevişilir
bana yaşlanmış rüyalar gördürür
ölmeyi düşündürür,
bazıları esner
bazıları kırılmıştır
yanar sesin
içinde eşya
ve düşler
sağda solda yayıntılarım
yüzümü yıkadığım yerler vardır
suyun izlediği aynalarda
seni sakladığım anlamlar,
sarhoşluğumu sınadığım
utandığım,
yaşlandığım,
gizli evimdir sesin,
yanar. Ağıt yakarım ağıtlar yanar
döşümü döverim
taşıyamam zamanı düşerim,
oysa daha ellerin var ki süt darı kokar
tarçın tadar ağzın, dudakların,
sonra sen yürürsün
virgülsüz olmaz saklı anlamlar
saklısız olmaz geçmiş zamanlı kadınlar
ben yorulurum, ellerim üşür
sen ağlarsın,
ıslanır kalbim, yıkanır
su yüzlü aşkları unutturur
sesin yanar,
ilk mektubumdur.