DENEME
Giriş Tarihi : 06-06-2025 14:19   Güncelleme : 06-06-2025 19:45

Hafıza Şekillenirken: Retelling’in Sonsuz Döngüsü Üzerine / Sinem Uğurlar

Yazan: Sinem Uğurlar -HAFIZA ŞEKİLLENİRKEN: RETELLİNG’İN SONSUZ DÖNGÜSÜ ÜZERİNEDİR çok

Hafıza Şekillenirken: Retelling’in Sonsuz Döngüsü Üzerine / Sinem Uğurlar

HAFIZA ŞEKİLLENİRKEN: RETELLİNG’İN SONSUZ DÖNGÜSÜ ÜZERİNE

Hafıza, hiçbir zaman yalnızca geçmişin saklandığı steril bir arşiv olmadı. O, her çağın, her bedenin ve her topluluğun kendi ihtiyaçları, travmaları ve arzuları doğrultusunda yeniden şekillenen, defalarca yazılıp silinen, çoğu kez de bozulmuş bir metin. İnsan zihni geçmişi hatırlarken, onu aslında yeniden anlatır tıpkı bir hikâye anlatıcısının her nesilde yeni kelimelerle, yeni imgelerle aynı masalı yeniden söylemesi gibi.

İşte tam burada retelling, yani yeniden anlatım devreye girer ve hafızanın biçimsel, kültürel ve bedensel katmanlarını dönüştüren yaratıcı bir eyleme dönüşür.

Dijital Çağda Hafızanın Plastik Doğası

Günümüzün dijitalleşen, hızla akan dünyasında hafıza; statik bir veri deposu değil, sürekli güncellenen, filtrelenen ve silinen bir algoritmaya dönüştü.

Fotoğraflar kayboluyor, arşivler bulutlarda parçalanıyor, anılar sosyal medya akışında kaybolup gidiyor. Artık hafızayı kaydetmek değil, kurgulamak öncelik haline geldi. Ve her yeniden kurgulama, aynı zamanda bir retelling pratiği. Ancak bu kez anlatıcı yalnızca insan değil; yapay zekâlar, yazılımlar, veri madencileri ve algoritmalar.

Retelling: Bir Yeniden İnşa Sanatı

Retelling, yalnızca bir hikâyeyi baştan yazmak değildir. O, anlatılan her şeyin bağlamını, öznesini ve anlamını sorgulama biçimidir. Hangi anıyı hatırlıyoruz? Hangisini unutmamız istendi? Hangi versiyonuyla yüzleşmemize izin verildi? Ve biz, hatırladıklarımızı hangi formda yeniden anlatmayı seçiyoruz? Bu sorular, hafızanın politikasıyla doğrudan bağlantılıdır.

Her yeniden anlatım, hafızanın sınırlarını ve benliğin kökenini dönüştüren bir müdahaledir. Tıpkı Marcel Proust’un Kayıp Zamanın İzinde’de kokularla, tatlarla tetiklenen anımsamaları gibi ya da Chris Marker’ın La Jetée’sinde geleceğin imgeleriyle geçmişin travmatik hatıralarının üst üste binmesi gibi… Hafıza, anlatıldıkça bir başka biçim alır.

Sanatta Hafızanın Bedensel Temsili

Bugün çağdaş sanat pratiklerinde, özellikle de beden odaklı enstalasyonlarda ve performanslarda, retelling eylemi yalnızca sözel bir aktarım değil; bedensel ve mekânsal bir hafıza inşası olarak karşımıza çıkıyor. Ziyaretçiyi içine çeken, onun bedenini ve hareketini hafızanın yeniden şekillenen katmanlarının bir parçası haline getiren işler, deneyimi kolektif bir hafıza eylemine dönüştürüyor.

Katı plastik formlar, amorf heykeller, ses ve ışık yansımaları, dijital projeksiyonlar... Tüm bunlar hem bireysel hafızanın hem de kolektif kültürel belleğin oyun alanlarını yaratıyor. Her bir oyuncu, bu alanda kendi hatırlama ve anlatma biçimini inşa ediyor. Hafıza bu kez durağan değil; akışkan, devingen ve katılımcı.

Manifesto: Hafıza, Yeniden Anlatım ve Yeni Gerçeklikler

“Anlatılan her hikâye, aslında bir başka hikâyeyi gömer. Her hatırlanan imge, bir başkasını unutturur. Hafıza; ne gerçektir ne de sahte. O, yalnızca tekrar eden bir yeniden anlatım zinciridir. Bu yüzden, biz yeni hikâyeler yazmalı, yeni imgeler üretmeli ve yeni bedenlerle yeni hafızalar inşa etmeliyiz. Her anı, yeni bir katman. Her katman, yeni bir dünya.”

***

TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE  KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi