ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 23-11-2023 23:47

Gülüşüne Ölürüm / Birsen Yurdakul Tomurcuklu

Yazan: Birsen Yurdakul Tomurcuklu -GÜLÜŞÜNE ÖLÜRÜM

Gülüşüne Ölürüm / Birsen Yurdakul Tomurcuklu

GÜLÜŞÜNE ÖLÜRÜM

Genç adam, bahçıvanlığını yaptığı konağın bahçesinde meyve ağaçlarının bakımını bitirmiş gülleri buduyordu. Yere oturdu, cebinden çıkardığı mendille alnını sildi.

Tam karşısındaki iki katlı bahçeli eve kaydı bakışları; bu konakta işe girmek için ne kadar çok çabalamıştı. O evde, canından çok sevdiği yaşıyordu. Böylece onu her zaman görebiliyordu.

Şehrinden taşındıklarını duyunca nasıl da telaşlanmıştı! Kalbi kafesine sığmamıştı. Onu götüren arabaya yetişememiş öylece ardından bakakalmıştı.

İşte! Şehrini, yerini, yurdunu bulmuş tam karşısındaydı.

“Dinle artık itirafımı; inan, kabul et ey sevgili! Kanadı kırık bir kuş gibiyim. Ben bir deliyim. Seni görmesem ölürüm, görsem bir bakışına ölürüm.” diye mırıldanarak düşüncelere daldı.

En ıssız vadilerde açan zambaklar da bile gurur vardır. Benim aşkım hiç bir şarkıya, türküye sığmaz gülüm. Ancak, bir kurşun sesinde bulur ezgisini. Sen gülüstanımda yüreğimin Gül Hanım’ı, benim hânımsın. Korkarım bu beyaz güller kana bulanacak hanım.

Ellerin Gül Hanım; bir kuğu gibi beyaz ve narin, denizin dibinde gezer gibi. Suyun kenarında rüzgarınla dolar yelkenlerim, çıkar sevdanın yollarına.

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak, meyveler sabırla olgunlaşırmış. Senin aşkın yüreğimde gönül sağanaklarında büyüyüp olgunlaştı. Gözlerime iyice bak hânım; anlarsın ölüler nasıl yaşarmış.

Zaman ne de çabuk geçiyor, yine gece saat on iki. Şimdi ışıkların sönecek, uykuya teslim olacaksın. Ben; gece gelen incir kuşlarının bakışlarında seni bulacağım. Gece karanlığında mum alevinin ardındaki rüzgarında ruhum sallanıp duracak.

Her açılan kapı gıcırtısı ve nişan töreni, bana seni hatırlatacak. Parmağına takılan yüzük, koluna bilezikler... Ah Gül Hanım, beni nasıl da yaralayacaklar!

Sen yine gidiyorsun, yine bu şehir benim; senin, bizim olmayacak. Sen gidiyorsun ya gülüm ben gurbetlerde kalacağım.

Benim hânım, dualarla ördüm etrafını, biliyorum seni koruyacaklar.

Artık eskisi gibi özlemiyorum seni. Umutsuz da değilim üstelik, Gül hanım. Yüreğimde öyle güzel ve ölümsüzsün ki! Sensizliği hiç bilmiyorum. Ben hiç sensiz kalmıyorum. Artık bilsen de olur, bilmesen de!

Senin aşkından öyle büyük ki aşkım…
Artık gelsen de olur, gelmesen de!

Ey sevgili, en sevgili! Yüreğimin Gül Hanım’ı, benim hânım; bir söğüt gölgesinde dinleneceğim…

Artık görsen de olur, görmesen de!

Editör: Nevin Bahtışen 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi