ŞİİR
Giriş Tarihi : 15-10-2023 20:20

Gülay -1/ Hakan Cucunel

Hakan Cucunel -GÜLAY /1

Gülay -1/ Hakan Cucunel

GÜLAY /1

Her gün yıllarca tenini düşledim
ötekilerle doluydu günlerim
seni düşünme saatlerimi sabırla 
ve sabrın uzağında bekledim.

Seni bekledim 
Dicle’ye uzun ve esmer bir hayretle baktım
Haşim’le.
Bekledim, 
Bir ruh gibi esti Âşık
Kızılırmak bağrında Veysel’le.
Meriç kenarında 
Heybetle bağdaş kurdu da
Sinan’la Selimiye
Kederlendiler beni bekletişinle.

Topladım bana bıraktıklarını 
sakladım 
çoğalttım bana kalanlarını 
her birinden 
bir yeni kadın,
ve bambaşka bir aşk yarattım.

Sızdı 
sızmayasıca gerçekler 
Düşlere 
sızladı bildiklerim 
bilmek için beklediklerim
ağrıdı gördüklerim 
ve henüz görmediklerim
bir anlama noktasıydı
etime bastım aklımı ağrıtanları
bir raptiye parıltısı yığıldı
umduklarım
anlattıklarımdı.

Her gün bir kirpiğini sevdim
nakış nakış
harf harf 
Öyküledim bir kirpiğini.

Öyle çok bekledim
Aklımda kalan seslerini
ellerini özledim
ellerini herkesten sakladım
ben toprağı yıllardır
ellerinle anladım
seni ve her yerini 
seni ve gizlerini beklemeye 
hep topraktan başladım.

Senden sonra 
çok anladım
çok anlattım 
ölçüden ve uyaktan 
ve güzelliğindeki kimyandan uzaklaştım
Ama hiç kopmadım.

Senden sonra 
kum güzeli çöllerde
yıldızsız gecelerce
yolsuz 
ve kervansız kaldım
kumların renginde
ellerini anladım
anladım da 
yaratanla 
çağlar boyu baş başa kaldım.

Doyum vardı senden sonra
Doyumsuzluk vardı
Buğday esmeri boynun
ve omuzların vardı
bir yeni telaştı sesin hep bana
varlığı tartışmalı
beklemek vardı
bir de olumsuzu, olmazı
karşıtı vardı.

Evvel vardı 
zaman vardı
kalbur ve saman vardı
bir nice yapamadığım vardı
masalsız bitişler
öykü gerçeğine sürüklenişler vardı.

Sen vardın 
aklıma kapandığım odalarda
erken sabahlarda.
Sen gerçekten var mıydın?
Ama senden bir şeyler vardı
seninle beraber toprak vardı
anlattı aşkı
ve varlığı 
anlattı insan yalanlarını
anlattı 
aslında hep yalan olan insanları
aramayı 
ve her seferinde bulanmayı kuşkuya.

Toprak sendeydi
sen 
topraktın
ölü ve 
ve anlaşılmaz bir şekilde canlı.

seni bulmaya
azdan aza
ama  sürekli senin olmaya 
hep topraktan başladım.

Senden sonra değil
sonran yoktu ve bir türlü olmuyordu
sen olmadığında
kendine çelişkin özneler
ve çapraz eylemler vardı.
Sen olmadığında 
Takvimin bir yerinde kaybetmek 
Bir büyük kaçınılmazdı.

Sen olmadığında 
Su da üşüdü
Durdu tarih 
Anlatılmayana dönüştü.
Sen olmadığında 
Yüklemin zamanı geçti 
Öznenin tanımı değişti
Olmadığında
Gerçekler devrikleşti
Ve hiç kimsesi olmayan dizelerime 
Bildik bir kederle yerleşti.                                    24 Mart 2008

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi