GÖZ VURGUNU ŞAİRİM
Artık aşkın niyazındaydım göğe göğsüm açık ve bir ince sızı girmişti tam da ense köküme vah!.. Ay ayardı elbet pencere pervazında her gece... Ve uyur uyanık düşlerimin arasından çıkıp gelirdi bir çift göz. O gecenin adı Lâle geçişli sümbül gecesi olurdu. Ne çok ağıt üretkendi Allah'ım o gözler! Sanırım o dönem âşık oldum ben ve sanırım o dönem mecburen şair... Sevdalarım masumdu ey halkım! Arzularım masum! İhtirası ise çekip almış namludan yüreğim begiiiiiim! Bir de soruyorlar bana “şiir nasıl yazılır” diye!.. İşte şekil A’da olduğu gibi; bir ucu ayrılık, bir ucu umut!
Şimdi kırılsın mı o palamar tendeki terden, şimdi yitik zamanlarımı sorgulasın mı kum? Kirpik vadisinde derine dalmak mı ah! Yetmez mi sizce de hep hüzne dönük ağlamaklığım? İstiyorum ki sürurla yekta-yekta oynasak. "Elma" dersem çıkmasa, sonra "ayva" dersem çıksa... Haydi ey sürur bu gece n'olur bana da uğra. Sen gelmezsen o zaman "gönder varisini" ‘Sittinsene' den sonra!
Ay sürgünü, göz vurgunu şairim, Zühre kız nezdinde, vallah Tahir'im diyebilmek bu yaşta kimin haddineydi ki? Ama ben dedim! Bu arada Yahya Efendi diyordu ki eğilip kulağıma: "Bir Dilruba’ya düştü gönül müptelası çok/Aşkın safası yok değil amma cefası çok"... Olsun dedim Yahya Efendi'ye ve ekledim: Adı cefâ diye yazılmalı aşkın; “Ves selam ül cinas rekorlar Kitâbesi"ne..! Bu uğurda gülmek Jockson Brow’un dediği gibi bedeline paha biçilmeyen maliyetsiz bir kazanç olacaktır kesin…
“Ölürüm gitme kal, kal biraz daha" diyebilmeye yetmeyecek bil ki nefesim.
Keşke yetebilse….
G Ö Z L E R İ N
Cemre diye ömrüme, düştü erman gözlerin,
Rüzgârsız çalı rengi, bil ki cihan gözlerin.
Deryalara açılsam, yelkensiz gemim ile
Dalgadan korur beni, senin liman gözlerin.
Sevgiler yoğururken, dedim mi hiç sana ben:
Dertlere dûçar etti, derde derman gözlerin.
Yaşarken şükürlerin doyumsuz hazlarını;
Sevgime şahidimdir, senin gümân gözlerin.
Katmerli karanfile saldım yanaktan damla,
İrisinde yıllarca, kalınan han gözlerin
Senle düştü yüreğe, bir ilkbahar yağmuru;
Sükûtumun hâlini, bildi ferman gözlerin.
Bundan gerû bakarsam, bir yosun rengi göze;
Etsin beni meydanda, hem de talan gözlerin...