MİZAH
Giriş Tarihi : 16-03-2023 17:48

Firar ve Zafer

Yazan: Ender Arslan -FİRAR ve ZAFER

Firar ve Zafer

FİRAR VE ZAFER

Lokanta dolmaya başlamıştı bile, hemen yemekleri alıp bir masa kapmak lazımdı. Fehmi’yle girdik sıraya, itiş kakış aldık yemekleri. İstediğimiz masaya oturamadık zira hemen sıkış tepiş oldu içerisi. Bir kadının ayağına bastım istemeden kadın carladı.

Sinirden titreyen kadın özürlerimi devamlı reddedince ben de parladım! Derken araya girdiler; sert sert bakıştık ama sonra biraz yatıştık. Ofise en yakın, en uygun fiyatlı ve yemek çeki geçen mekanın dip köşesinde iki kişilik yer bulduk sonunda.
“Abi biliyor musun? Hani şu an senin yediğin enginar var ya…”
“Ne?”
“Müjde Ar’ın abisiymiş meğerse!”
“Müjde Ar mı?”
“Abi Engin Ar, Müjde Ar işte! Anlamadın mı espriyi?”
“Ne diyorsun oğlum sen ya!”
“Abi senin bugün tadın mı yok?
“Fehmi sen hasta mısın kardeşim? Az önce olanları görmedin galiba, insanın sinirleri bozuluyor tabi!”

Fehmi huzursuzca kıpırdandı, suratı asıldı. Tam bir şey söyleyecekti ki masanın yanından geçen bir adamın eli su şişesine değdi, şişe pat diye devrildi masaya. Neredeyse tamamı dolu olan şişenin içindeki tüm su hızla masaya boşaldı.
“Abi telefonları kap hemen!”
“Kalk Fehmi sana doğru geliyor, üstüne akacak!” 
“Yuh be kardeşim, bu ne böyle? Dağıttın ortalığı!”
“Ne var birader, istemeden oldu. Ne abarttın ya!”
“Bak bak, bir de üste çıkmaya çalışıyor. Kıçınla köy göçerttin resmen be!”
“Fehmi sakin ol biraz, olur böyle şeyler.”

En azından Fehmi’yi dizginleyeyim bari, diye düşünürken öbür herif daha da diklendi
“Ne biçim konuşuyorsun lan sen!”
“Ne, ne biçim konuşuyorsun lan! Mabadınla afet yarattın resmen, sel bastı ortalığı.”

Fehmi bunu söylerken sırıtıyordu ama adam çok kızgın görünüyordu. Tam hücuma kalkmıştı ki dikildim önüne, mesele o kadar uzun boylu olamazdı nihayetinde. Ama bir de baktım bizim Fehmi sırra kadem basmış.

Adamla girdik birbirimize, birileri araya girip bizi ayırana kadar, zaten birer tane ekleştirmiştik birbirimize. Gözüm mor ama gururlu döndüm ofise. İlk işim Fehmi’yi bulmak oldu tabi. Yangın merdivenlerinde tek başına sigara içiyordu gizlice.
“Nereye kaçtın sen Fehmi!”
“Abi gözüne ne oldu?”
“Bil bakalım ne oldu!”
“Sen de bilirsin abi; vaktinde firar, zaferdir. Yoksa şimdi ben mor gözle dolaşacaktım!”
“Haklısın kardeşim, haklısın da o herif sana şunu gönderdi.”
“Neyi abi?”

Sağ elimi bir şey arar gibi ceketimin cebine sokup yumruk yaptım, sonra da hızla çıkarıp sol gözünün üzerine çaktım.
“Bunu!”

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi