FİRAR EDEN ANILAR
Kim daha güzel yalan uydurdu kendine?
Sevilir iken ayrılanlar mı?
Sever iken ayrı kalanlar mı?
Hangi öpücük daha anlamlı?
Boyundan kokulu olan mı?
Alına buse konan mı?
Bir sigara küllüğünde yanan anılar mı
Daha kolay unutulur?
Yoksa duvarda
Yerini yadırgayan fotoğraflar mı?
Dünya kurulduğundan bu yana
Hırsızlama gözyaşları var
İnsanların...
İade sürecinde olan
Umutları var...
Bir aşkın ayak izlerini
Unutturacak
Firar edişleri var…
Ben ise,
En çok seni götürdüm yanımda,
Kendimden kaçtığımda...
Yalan dolan yoktu
Vallahi
Sana son baktığım anda...
Çocuklar ardımdan gözyaşı arıyordu
Kaldırımlarda...
Ben hep
En çok kalmak istediğim
Yerden kaçtım.
Ne tarafımdan sevdi isem,
En çok oradan yara aldım...
Oysa çok cana yakın
Hayallerim vardı
Benim.
Galiba ben,
En çok sevmeyi beceremedim...
Kutsalımdı benim yüreğim.
Birbirini çok sevdim,
Kutsalımı da kirlettim...
Çocuk iken de düşmüştüm
Ben hayattan.
Belki de bu korku ban
Çocukluğumdan armağan...
“Ne kadar çok güler isen,
O kadar da ağlarsın”
Denklemini kafamdan
Birisi lütfen silsin...
Ve hayata karşı
Güçlü görünme psikolojisini
Alıp uzaklara gitsin..
Ben çok yoruldum
Mutluluğun olduğu yerlere gitmek için
Can atmaktan...
Kalabalıkların içinde
Saçma sapan
Bahaneler bulmaktan...
“Gözlerime sigara dumanı kaçtı”
Yalanını uydurmaktan..
Bir tek şiirlerimde,
Yalan söylemiyorum,
Evet ya, ben ağladım...
Ben, bir kere bir ağladım.
Sonra
Bütün sevenlerim bana ağladı.
Ben yine onları toparlamak için
Ayakta kaldım...
Ondan sonra ağlamayı da
Rafa kaldırdım.
İnsanın ağlamaya bile hakkı olmaz mı?
Olmuyor bazen işte...