EMROLUNDUĞUNUZ GİBİ DOSDOĞRU OLUN
Yangınlar yanar,
Kar dağının ortasında.
Kavrulur yüreklerde hâr.
Yıkılır binalar, dağılır yuvalar.
Seller basar, depremler olur.
İnsan, insandan sorulur.
İnsanlık bütünlüğü ile imtihan olur.
Başlar suçlamalar yargılamalar,
Ardından günah keçisi aramalar.
Her işimiz hile hurda yarım yamalak,
Düstürümüz oldu, bal tutan tutan parmağı yalamak.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, diyen umursamazlar,
Afetler karşıki mahallede gezer diye zil takıp oynayanlar.
Avam taifesine gelince,
Gösterişe, yüzüne bakıyoruz önce,
Güvenlik, kalite, hak getire,
Sorgularmıyız başımıza gelmeden önce.
Unutulur, unutulur afetler ölümler,
Geride kalanlar gözü yaşlı bağrı yaslı,
Yarı ölü yarı avare gezer.
Çıkarmayız bir ders, almayız bir ibret,
Ölüm öylede böylede kapımızı çalacak bir gün elbet.
"Emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun"
Peygamberin dahi saçlarını ağartan,
Ayeti hayatımıza nakşetseydik...
Bu sefil, insanlıktan ırak hallere düşer miydik.
Tedbirini al tevekkülü Allah'a bırak.
Kader tembelliğine sığınma, der Hâk.