DÜŞKÜNÜM DİYE
Eskiden yanımda dostlarım vardı
Gezerdim tozardım dünyalar dardı
Kaderim başıma bu derdi sardı
Halimi gören yok düşkünüm diye
Sersefil gezerim yok diye param
İstedim herkesle açıldı aram
Dermansız dertlerle kanar hep yaram
Gelip de saran yok düşkünüm diye
Yürürüm yollarda başım eğerek
Kemirir içimi içim yiyerek
Öldü mü kaldı mı acep diyerek
Kapımı vuran yok düşkünüm diye
Ye kürküm misali insan seçerler
Görmezden gelerek gülüp geçerler
Vaatte bulunup sonra kaçarlar
Sözünde duran yok düşkünüm diye
Feleğin mutluluk yazmaz kalemi
Bindirir üstüme derdi elemi
Hor görüp almazlar Allah selamı
Gönlüme giren yok düşkünüm diye
Tanımadım dost bildiğim elleri
Her an başka başka söyler dillerı
Yağsa kovalasa seller selleri
Damla su veren yok düşkünüm diye
Dayandım sabrımı tüketmedim ben
Eşimi dostumu terketmedim ben
Böyle bir cezayı haketmedim ben
Derdimi soran yok düşkünüm diye
Perişan olup ta kalmışsam naçar
Allah’ın takdiri bunlar da geçer
Bir kapı kaparsa bin kapı açar
Sırrıma eren yok düşkünüm diye
Ölürsem kimseler bırakmaz işi
Bulunmaz salıma dördüncü kişi
Yazılıp dikilmez mezarım taşı
Kabrime varan yok düşkünüm diye