CUMALIKIZIK
Gölgelerimize rehberlik eden sularla dolaşıyoruz sokaklarda. Sarı, beyaz, mor ve mavi renkli evlerin sokağı kucaklayan cumbalarında pencereleri süsleyen renkli çiçeklerin sözcüklerini dile getiren yaşlı köylü, şimdi de evlerin giriş kapısında yer alan dövme demirden kapı tokmağını ve kulpunu dillendiriyor.
Her evde bulunan farklı renk ve şekillerdeki eli böğründeler, çevresindekilerin ilgi odağı olsa da neredeyse yedi yüz yıl önce gözlerini burada açmış her insanın özündeki ince düşünceler, bu köylüde yeniden hayat buluyor.
Her iki tarafında da satışların yapıldığı dar sokaklardan birinin sonunda geniş meydanı görüyoruz. Köyün toprağı kaplayan köklerinin dışa taşmış bir kısmı gibi görünen, yapraklarında uzun yıllardır yorgun insanların soluklarını saklayan bir çınar ağacı karşılıyor bizi. Dallarının uzandığı küçük bakkalda, sıcaktan saçları alınlarına yapışmış çocuklar ve sandalyelerinde çaylarını yudumlayan Derekızık, Hamamlıkızık, Fidyekızık, Değirmenlikızık köylüleri canlanıyor gözümde.
Eski İslam şehirleri geleneğinde olduğu gibi, kızık köylerinde yaşayanlar, cuma namazlarını orta noktada bulunan Cumalıkızık köyünün camisinde kılıyorlar. Bu gelenek sebebiyle de köy Cumalıkızık ismiyle anılıyor.
Tarihi duvarlarındaki yazılara ve motiflere dokunan, nüfusları artan köylerden dolayı genişletilen ve iki mihraba sahip olan caminin simetrik olarak yapılmış merdiveninden iniyoruz. Merdivenin altında mermer işçiliği kullanılarak yapılan çeşmeyi sağımıza alarak, hakkında pek çok farklı rivayetler olan Cin Aralığı Sokağı’na doğru yöneliyoruz.
Kimisine göre, köye uzak insanların camiye gelmesi için yapılan kestirme yol; kimisine göre Yunan işgalinde insanların yardım için çetelere ulaştığı gizli yol olarak kabul edilen; iki evin arasındaki, irili ufaklı taşlarla üç tarafı da çevrili dar, basık ve çıkışı yokmuş gibi görünen bu sokağın içinden geçiyoruz.
Köye karanlık çökerken ve sesler yalnızca Uludağ’dan eriyerek gelen suların oluşturduğu su yollarının şırıltısıyla dolarken köyün sokaklarını son bir kez sessizliği bozmaktan korkarak dolaşıyoruz. Cumalıkızık da her güzel yer gibi hüzün bahçeleriyle uğurluyor bizi.