GEZİ YAZISI
Giriş Tarihi : 29-10-2022 15:17   Güncelleme : 29-10-2022 15:32

Ciao! (Merhaba!)

Yazan: Betül Nur Güney - CİAO! (MERHABA! )

Ciao! (Merhaba!)

CİAO! (MERHABA!) 

Anılarımdan oluşan mesajları, durumları, zihnimdekileri incelerken 10 Nisan 2022'ye kadar geri gitmişim. Prag gezisinden sonra İtalya'ya gitmeyi planlamışız. Önce Venedik'e uçmuş, vakit kaybetmeden Padova'ya otobüsle gitmişiz. Harika pizzalar denemiş, bolca gezmiş, alnımızda İtalyan halkına karşı "hepiniz için endişe sebebiyiz" yazılıymışçasına entresan ve uzun süreli bakışları üzerimize çekmişiz. Ertelenen otobüs seferimizin bir an önce gerçekleşmesi için gece 02:00 sularında hep beraber beklemişiz. Böylece Floransa'ya gidişimiz gerçekleşmiş. Gecemiz otobüsle geçmiş, gözlerimizden uyku aka aka gezmişiz. Ondan olmalıdır ki ara ara birbirimizden kopup sakinleşip yine bulmuşuz birbirimizi. Ardından tekrar Venedik'e trenle gitmişiz. Gece geç saatlerde otelimize ulaşmışız. Aynı anda hem yemek yemek hem uyumak hem de en azından elimizi yüzümüzü yıkamak istemişiz. Dört genç kız, birbirimizin gözünün içine bakmışız. Ömründe, müdahalesiz; doğal haliyle kıvırcık olan saç tipini görmemiş Koreli arkadaşımızın birimizde gördüğü üzere yaşadığı durum ve soruları karşısında "Evet bir şey yapılmadı. Evet kendi hali böyle" diyerek şokunu gidermeye çalışmışız. Bol bol gülmüş, eğlenmişiz.

Ertesi güne otelin harika kahvaltısıyla başlamış, yağacak haberini aldığımız yağmura yakalanmadan Venedik'i gezmeye çalışmışız. Bile bile aceleyle gezmişiz. Öğleden sonra yağmur yağmış, ıslanmış, üşümüş, haydi dürüst olalım; rezil olmuş bir halde kalacağımız diğer yeri bulmaya çalışmışız!

Arkadaşımla beraber çok hafif sürdüğümüz rimelimiz akmış, zombi gibi görünmemize çoktan yetmiş. Onu düşünecek halimiz olmadığından sırıl sıklam halde yerimizi bulup resepsiyona derdimizi anlatmışız. "Peki iyi misiniz?" dediğinde daha kötü olamazdı dercesine bir bakış attıktan sonra "İyiyiz!" demişiz. Bu seferde kalacağımız yeri ısıtamamış, öfkelenmişiz. Üşüsek de üst üste giyinip yorgunluktan uyumuşuz.

Ertesi sabah yağmur, çamur ve rüzgarın aksine harika bir havayla uyanmışız. Güneş yardıma gelirken soğuk hava ise inadını kırmakla meşgulmüş. Güzel güzel giyinip gezelim derken benim için çok kıymetli tarağımı bulamamış ve önceki otelde unuttuğumu fark etmişiz. Bir şekilde arkadaşlarımla anlaşmış, Venedik'te aynı semtte kaldığımız otele geri dönmek istemişim. 

Aklımda dünden kalma biraz travmatik halimizi olumlamaya çalışırken bir yandan "Arkadaşlarımı bekletmemeliyim" kaygısıyla yürümüşüm. Yetmezmiş gibi en sevdiğim babetlerim hala daha kurumamış, başka bir ayakkabıya ihtiyaç hissetmişim. Gerginliğimi, önümden geçen tramvayın arkasına takıp göndermek istemişim. Bu esnada elimle telefonla navigasyon üzerinden oteli bulmaya çalışırken, saydığım durumların yüzümdeki yansımasından habersiz, tahminen yoldaki güzelliklere odaklanmaya çalışıp nötr bir ifade takınmışım. Geçerken biraz korktuğum zorunlu alt geçide gelmiş hızlı hızlı ilerlemişim. Yukarı çıkıp yaya yoluna tekrar varınca biraz yürümüş, solumda kaldırımı süpüren bir beyefendiyle karşılaşmışım.

Yürümeye devam etmiş, elimdeki telefonla yolumun doğruluğunu kontrol ederken ona yaklaşmışım. Aramızda bir buçuk - iki metre kadar mesafe varken beni görüp elindeki süpürgeyi saygıyla tutmuş. Gözümün içine samimiyetle, sağlıklı bir ruh haliyle bakmış, bütün içtenliğiyle "Ciao!" demiş. Evet, bu söylediğim bütün hisleri beş saniyede yansıtmış bana. Kendi diliyle "Merhaba!" demiş. Ben de başımla selamını alıp -umulur ki stresimden biraz sıyrılıp- aynı mutlulukla, onun diliyle "Merhaba!" diyebilmişim...

Yürümeye devam edip kaygılarımdan iyice sıyrıldığımı her zerreme kadar hissetmişim. Demek ki beni asıl geren şey gittiğim ülkede yargılanmak, yanlış anlaşılmak ya da itici bakışlara maruz kalmakmış. Öyle ki beyefendinin pozitif enerjisiyle otele kadar gitmiş, eşyamı bir umut aratırken pek tabii bulamamış olsam da bu süreçte daha değerli erdemlerimizi; yaptığımız işi mutlulukla yapmayı, pozitif enerji yüklenip çevremize dağıtmayı, her toplumun ırkçılık yapmadığı bilincini, dış görünüşe takılmayanların ve insanı sevenlerin varlığını, tanısan da tanımasan da sınırların içinde samimi durabilmeyi hatırlamışım...

Ülkemde hiçbir mesleğin aşağı görülmediği ve severek isteyerek yapılan her işin değerli sayıldığı, mevcut mesleklerin ihtiyaca binaen var olduğu bilincine ve mutlu çalışanlara daha çok ulaştığımız günlerin olması dileğiyle...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi