BU DÜNYA NEDEN KİRLENİR
Geceler mi karanlık, yoksa yarına ayırdığım düşlerim mi?
Yıllar mı yorgun,
Yoksa bitap düşmüş yüreğim mi?
Takvimlerden günler mi düşüyor gecenin karanlığı çökünce,
Yoksa umutlarım mı üşüyor gecenin soğuk nefesinde?
Ne çok mutluluklarımızı feda etmişiz boş yere.
Ölümün eli ensemizde.
Ne kadar da aldanmışız içi boş umutlara.
Şekerli bir sakız gibi, çıkarıp atmışız ağzımızdan tadı bitince.
Bizim en dramatik sahnelerimizi en güvendiğimiz aktörler oynamış,
Hem de başrol gibi.
Kimseye kendine ayırdığın başrolünü kaptırma arkadaş.
Yoksa harcarlar seni, savaşın ortasında kalmış masum bir çocuk gibi.
Biz, küçükken ne kadar da cesur hayaller kurabilirdik.
Büyüdükçe hayallerimizin küçüleceğini nereden bilirdik.
Kaybetmekten ne çok korkardık, şimdi inadına kaybetmeyi severken.
Meğer biz çocukken ne kadar güçlüymüşüz, kendimizi çok çaresiz hissederken.
İçimde bir çocuk ölüyor, düşüncelerimin tutsaklığında.
Çocukluğuma veda ediyorum.
Ve insanlara güvenmekten nefret ediyorum.
Gözlerime mil çekmek geliyor renkli rezilliklere hayretçe bakılmasında.
Kötüye iç çekmek, iyiyi aşağalamak ne kadar da moda olmuş bu kapitalist düzenin kahpece yaşamında.
Hayat mı yalan, yoksa yalancı olan insanlar mı?
Kim bu sorunun cevabını tam bile bilir.
Kime sorsan hayat kirlenmiştir.
Ve yine kime sorsan herkes kendince temizdir.
Ulan herkes masum ise,
o zaman bu dünya neden kirlenir?
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz