BİR KULUNU GÖRDÜM
Bir kulunu gördüm;
Berduş mudur!
Derviş midir!
Bilemedim.
İyice baktım;
Üstüne, başına, ayaklarına,
Ellerine ve gözlerinin, derinliklerine...
Bir kulunu gördüm;
Saçı sakalı karışmış,
Siyahla beyaz arası.
Anladım;
Gençliğinin son dem zamanları.
Ne kadar bulaşsa da;
Dünyanın kiri, pası üstüne,
Vuruyordu, kalbinin güzelliği yüzüne.
Gözlerinin deniz mavisi, karışıyordu,
Denizin rengi ile...
Bir kulunu gördüm;
Bir bankta.
Senin, rahmet deryan deniz kenarında.
Oturuyordu, dalgın,dalgın gitmişti.
Kim bilir nerelere...
Yaşayamadığı çocukluğuna mı?
Belki de gençliğine...
Üstünde eski püskü bir palto,
Ne renk olduğu belli olmayan.
Belki de berduştu...
Yaşadığı sıkıntıları içmekle geçer sanan.
Belki de dervişti...
Yaşadığı sıkıntıların boşa olmadığını anlayan.
Düştüğü derinliklerde kaybolmayıp
Seni bulan...
Sonra sordum kendime,
Sen kendini buldun mu?
Çözdün mü? Diye.
Anladım ki;
İnsan dediğin bir bilmece
Ve en büyük mucize...