KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 13-05-2023 15:43   Güncelleme : 13-05-2023 16:03

Bir Kitap: Uğultulu Tepeler / Emily Bronte

Yazan: Işıl Işık -BİR KİTAP: UĞULTULU TEPELER / EMİLY BRONTE

Bir Kitap: Uğultulu Tepeler / Emily Bronte

BİR KİTAP: UĞULTULU TEPELER / EMİLY BRONTE 

Merhaba arkadaşlar, 

Bugün sizlere Dünya Klasikleri'nden, çevirisi Güzin Topçuoğlu'na ait, Emily Bronte'nin yazmış olduğu "UĞULTULU TEPELER" isimli romanı tanıtmaya çalışacağım.

Kitabı okurken dünya klasikleri ve Türk klasikleri arasındaki farkı düşündüm. Evet dünya klasikleri adı üzerinde üniversal. Herkesin kanıksadığı, beğendiği hatta zamanla yeniden okunabilirlik ölçüsünde olduğu biliniyor. Fakat beğeni kısmı için herkesi bu katagoriye de koyamayız. Bazıları o kadar çok övülür ki elinizdeki kitap bitsin de bir de ben bakayım kimler neler okumuşta büyülenmiş, nasıl uçmuş, kanı ne derece ısınmış, onay kabul merkezim ne demiş? Derken derecelendirmeye tabi tutarsınız. Sonuçta iki cevap vardır cebinizde. Ya "vay be!" sahi on numara beş yıldız der gözleriniz ışıldar, ya da "bu muymuş?" "hadi ya" sürpriz yumurta misali dışı çikolata kaplı, ancak içi boş. İyi de şimdi dünya klasiğiydi bu, diye diye sofradan aç kalkarsınız. Kafanız karışmış, bir araba karekter, bir çuval bağlantı hatası, elinizde not defteri, anlamak için ters kulaç akıntıya mücadele derken bir savaştan çıkmış gibi, elektrik çarpmışa dönersiniz. Bunlar madem bu kadar tropik meyve misali hani klasikti, özeldi dersiniz. Sonra kendi memleketimin klasikleri var, yerli malı Anamur muzu dururken niye çikita dersiniz. Ama gerçekte sorun, düğümlendiğimiz yer, gelenek görenek, örf adet yetiştirilme tarzımız, ailemiz, çevre, dünya görüşümüz farklı. Ha bi de çeviri de ki başarı. Yani 1847 İngiltere'sini okuyan 2023 okuyucusu bunalım, daral kıvamına gelebiliyor. Bir yerde öyle uzun bir tasvir okursunuz acaba nereye varacak dersiniz aaa bi de baktınız çadıdaki kediye bağlamış. Ne bu şimdi adam ağlıyordu, kedi ne alaka dersiniz. Yani sevgili okuycu, ben benim canım Türk klasiklerini bazı dünya klasiklerini okumaya yeğlerim. Bir Hüseyin Rahmi, Reşat Nuri, Sabahattin Ali, Orhan Kemal vs vs. Okudukça beynim ruhum doyuyor, anlıyor ve en önemlisi keyif alıyorum. Bu anlamda bunları söylemeden kitabın yorumunu yapamadım. Sakın tüm klasikler böyledir gibi bir çıkarım algılanmasın. Rus yazarları işin içine hiç katmıyorum. Çünkü muazzamlar. Sadece azınlıkta ve bazıları için sıkıntım.
Siz anladınız beni, 

"Uğultulu Tepeler," uğul uğul. Burada da bir kamyon insan var. Kadro kalabalık. Başlarda konuyu ve kişileri kavradığınızda karanlık ve yağmur bulutları, gök kuşağı rengine boyanıyor. Gözünüz korkmasın. İlerldikçe iyi ki okudum diyeceğiniz bir roman. Sabırsız davranmamak gerek. Üstte söylediğim bazı klasiklerin bende bıraktığı izlenimlerdi. Uğultulu Tepelerden bağımsız düşüncelerimdi. 

"Uğultulu Tepeler" ilk kez 1847 yılında yayımlanmış olan, İngiliz yazar ve şair Emily Bronte'in ölümünden bir yıl önce yazdığı ilk ve tek romanı.

Eser, "Uğultulu Tepeler'e" yakın bir yere kiracı olarak gelen Bay Lockwood'un bakış açısıyla başlıyor. Daha sonra Bay Lockwood'un hizmetçi Nelly ile tanışmasıyla okuyucu, hikâyeyi Nelly'nin ağzından dinlemeye başlıyor. Nelly, okuyuculara Heathcliff ve Catherine'in yıllar süren saplantılı ilişkilerini ve bu ilişki çevresinde gelişen olaylar silsilesini anlatıyor. Heathcliff ve Catherine'in hikâyesi, Catherine'in babasının seyahat dönüşünde kimsesiz bir çocuk olan Heathcliff'i yanında getirmesiyle başlıyor. Heatchliff, aile üyelerinden en çok Catherine ile anlaşıyor ve ilişkileri bir yerden sonra aşka dönüşüyor. Bu aşk masum olmaktan öteye geçerek uzun yıllar sürecek büyük bir intikam arzusuna evriliyor.

Ayrıca: 
Yayımlandığı günden bugüne kadar dikkatleri üzerine çeken roman, birçok defa beyaz perdeye uyarlanır. Siz de romanı bir de izleyici gözüyle değerlendirmek isterseniz 2019 yılında yayımlanan ve izleyiciler tarafından beğenilen "Wuthering Heights" adlı mini diziye bir şans verebilirsiniz.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi