ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 01-03-2024 15:04

Bir Kafes İki Kuş / Aydın Hanzala

Yazan: Aydın Hanzala -BİR KAFES İKİ KUŞ

Bir Kafes İki Kuş / Aydın Hanzala

BİR KAFES İKİ KUŞ

Küçük bir çay bahçesinde; her zamanki gibi yalnızlığına çekilmiş oturuyordu Nahit.

Yan masada bir kafese takıldı gözleri. Kafeste iki tane muhabbet kuşu vardı. Muhabbet kuşlarından biri pençeleriyle kafesin tellerine yapışmış dışarıya büyük bir özlemle bakıyordu. Diğeri ise kafesin dibine inmiş yemleniyordu. Kafesin dışındaki hayat hiç umurunda değilmiş gibi...

Nahit, hayretle baktı...

Zira bu manzara onu düşündürdü...

İlgiyle seyre devam etti. Muhabbet kuşu, çırpınışıyla adeta şöyle haykırıyordu; "Ben buraya ait değilim, burası benim dünyam değil, buradan çıkmalıyım, ait olduğum hayata uçmalıyım, ağaçların dallarında, çiçeklerin arasında olmalıyım, doğa ile buluşmalıyım, gök yüzüne kanat çırpmalıyım" der gibiydi...

"Biz insanlar için de dünya şu kafes gibi değil mi?" diye düşündü Nahit.

Tekrar kafese baktı. Bir kafeste iki muhabbet kuşu, biri çırpınırken, diğeri kendi halinden razı gibiydi.

"İnsanların yaşam biçimleri, hayata bakış açıları ve dünya görüşleri tıpkı bu iki kuş gibi" diye düşündü Nahit.

"İnsan ait olmadığı yerde huzurlu olamaz, sürekli bir tedirginlik içinde olur. Özgürlüğe sevdalı, gök yüzüne özlem duyan hangi yürek karanlığın içinde huzurlu olabilir?" diye düşündü Nahit. Nahit'in gözlerine bir hüzün çöktü. Dünyayı bir girdap olarak görmeye başladı...

"Yok oluyoruz. An an, gün gün hep yok oluyoruz. Dünyaya olan tutkumuz bizi birbirimizden koparıyor, bizi birbirimize kör ve sağır ediyor...

Oysa ait değildik dünyaya, ait olmadığımız bu dünyaya bu kadar bağımlılık neden? 
Neden dünyada ebedi kalacakmışız gibi davranıyoruz? Düşüncelerimiz ve davranışlarımız arasında büyük çelişkiler var... Vicdani düşünüp hoyratça yaşıyoruz..." diye düşündü Nahit.

Derin bir huzursuzluk içinde gördü kendini, birden göğüs kafesi daralmaya başladı...

"Bu gidiş gidiş değil... Dünya, dibi delik bir gemi gibi, sürekli su alıyor fakat kimsenin umurunda değil... Batıyoruz ne yazık ki battığımızın farkında değiliz..." diye düşündü Nahit.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi