GEZİ YAZISI
Giriş Tarihi : 22-01-2025 15:34   Güncelleme : 22-01-2025 16:33

Barselona'da Birkaç Güzel Gün / Dilek Tuna Memişoğlu

Dilek Tuna Memişoğlu -BARSELONA’DA BİRKAÇ GÜZEL GÜN

Barselona'da Birkaç Güzel Gün / Dilek Tuna Memişoğlu

BARSELONA’DA BİRKAÇ GÜZEL GÜN

Barselona anlatıldığı kadar güzel mi?
Bence gerçekten öyle…

Gitmeden önce kısa araştırma ve okumalar yaptım.

“Parana dikkat et, kıymetli eşyalarını koru” uyarılarını dikkate aldım -ki sonrasında her gezide aldığım tedbirlerin yeterli olabileceğini, korkulacak kadar güvensiz bir yer olmadığını anladım tabii-

Şehirde gezebileceğimiz rotaları belirleyip, almamız gereken biletleri önceden internet üzerinden ayarlayıp, aldık.

Dört gün kalmayı planladığımız Barselona maceramız, Ankara’dan İstanbul’a geçmekle başladı.
Oradan Barselona uçuşu.
Yaklaşık üç saat sürüyor…

Uçağımız şehrin üzerinde inişe geçerken gördüğüm düzenli bir şehir planı ve limandı.
Denizde boy boy tekneler. Limanında, sokaklarında intizam.

Sonra bir İspanyol havası karşıladı bizi.
İspanya’nın masalsı şehri: Barselona...

Barselona’da kaldığım süre boyunca en çok kullandığımız İspanyolca kelimeler:
“Hola” “Merhaba” demek…

“Gracias” Teşekkürler
“Por favor” Lütfen
“Adios” hoşça kal
“Buenos dias” Günaydın.

Burada  “Katalanca” yaygın konuşuluyor.
İspanya’da İngilizce biliyorsanız anlaşmak kolay.

Sadece çok hızlı konuşuyorlar, anlamakta güçlük çekebiliyorsunuz.
Bir şekilde derdinizi anlatıyorsunuz sonuçta.
 Bir zamanlar İspanyolların egemen olduğu Latin Amerika’dan, Kuzey Afrika, Uzakdoğu ve eski kolonilerden İspanyolca bilen işçiler gelmiş bu şehre. Çalışan hizmetli kesimin çoğu bu ülkelerden…
Peru, Şili, Fas ve Filipinler’den birçok çalışan görmek mümkün.

Tarihi oteller
Merkezindeki tarihi binaların çoğu otel.
Önceden rezervasyon yaptırmak önemli.  Ama baktınız olmadı, orada da bulabiliyorsunuz.

Biz 100 yıllık tarihi bir otelde kaldık. Yüksek tavanlı, oymalı kapılı, balkonlu, duvarlı, tarihi dokusu bozulmadan otele dönüştürülmüş bir binada.
Kahve, çay makinaları 24 saat açık.
Sabahları taze kruvasan çıkıyor kahvaltı niyetine.
Öğlen yemeği yok, akşam yemeği fiyata dahil değildi.
Zaten dışarıda atıştırmalık yerler bir hayli fazla.
Burada böyle oteller çok.

Şehrin bu bölgesindekiler kendilerini “Katalan” diye niteliyorlar.
Tarihlerine çok sahip çıkmışlar.

Buna imrendim doğrusu.
Binaların balkonu, büyük görkemli kapıları, üzerlerindeki kabartma ve heykeller ilk göze çarpan şeyler.
Şehirde bisiklet kullanımı fazla, araba az. Araba park yerleri pahalı olduğu için araba kiralamak pek mantıklı gelmedi doğrusu.
Zaten yürüyerek şehri keşfetmek  keyifli.
Sokaklarında kaybolmak…

Gün içinde iki katlı otobüslerle şehri baştan sona gezip, verdikleri kulaklıktan sokakları, tarihi yerleri ile ilgili bilgi alabiliyorsunuz.

Meşhur yemekleri Paella
Pirinç, çeşitli baharatlar, deniz ürünleri veya etle harmanlanmış bir yemek.
Aslında yokluk zamanlarından ve eldeki malzemelerin değerlendirilmesinden çıkmış bir yemek bu.

Ben deniz ürünleriyle olanı tercih ettim.
Lapaca, bol baharatlı pilavın üstünde pişmiş karidesler, midyeler olan yöresel bir yemek Paella…

Bunun yanısıra deniz ürünleri yiyebileceğiniz yerler mevcut.
Pizza, hamburger, sushi…

Tatlı ve kahveleri güzel.
Sokak başı  pastane ve kafe var şehirde.
Değişik filtre kahveler.
Tatlı çörekler…
Ve elbette tuzlu çörekler de bulabiliyorsunuz.

Antoni Gaudi
Barselona’da hemen her yerde sıradışı mimar Gaudi’nin eserlerini görmek mümkün.

Gaudi sıradışı, çağını aşan bir mimar.
Barselona’nın her köşesinde onun izlerini görüyorsunuz.
Elbette bir Gaudi evini gezmeden olmazdı. Tasarımı inanılmaz şaşırtıcı.
Birçok evden birini, en çok bilineni gezdik. Tabii önceden biletimizi almıştık internet üzerinden.
Gideceğiniz müzelerin vs biletlerini önceden almanız önemli.
Büyük rahatlık sağlıyor size.
Gaudi’nin tasarladığı evin, dış cephesinden, içindeki odalarına, pencere, kapı, merdiven detaylarına varıncaya değin her bir bölümünün incelikle düşünülmüş mimarisi var.
Gaudi Evinde Refik Anadol Gösterimi
Gaudi evi gezisinin hemen ardından, alt kattaki gösteri salonunda muhteşem bir gösterinin içinde buldum kendimi.

Burada yaklaşık dört dakika, dijital bir dünyanın içinde, görsel bir şov izledik.

Gösteriyi düzenleyen kişinin ismi beni heyecanlandırdı.
Refik Anadol…

Bizim topraklarımızdan bir sanatçının bu çalışmasını, her gün Gaudi evini görmeye gelen yüzlerce turist hayranlıkla izliyor.
Gaudi eserlerini ince ince toplayıp dijital bir sanata dönüştürmüş Refik Anadol.
Bu dijital gösteriyi art arda hayranlıkla izledim.

İspanya topraklarında ülkemden başarılı bir ismin adının alkışlanması doğrusu beni çok gururlandırdı.

Casa Sagrada Familia
Katedralleriyle ünlü bu şehrin simgesi sayılan ünlü yapı Casa Sagrada Familia çok görkemli.
Yapımına 1800’lü yıllarda başlanmış ve hâlâ tamamlanarak büyüyor.

Buraya ikindi vakti gidince vitrayların ışığı böyle masalsı bir ortamda kalmanızı sağlıyor.
Günün her saatinde çok sayıda ziyaretçisi var tabii…

Ben de vitrayların ışığı altında uzunca süre oturup, kendimle kaldım.

Park Güell
Gaudi’nin tasarladığı büyülü ve masalsı bahçe.
Barselona’nın yüksek tepesinde Gaudi’nin projesi…

Başlangıçta dönemin aristokratları için düşünülen bir bahçe-şehir projesi olsa da tamamlanamamış ve içinde Gaudi’nin bir evi ve görülmeye değer alanların olduğu bir park-bahçe olarak bugün şehrin simgesi olarak gelenlerin ilgisini çekiyor bu alan.
Barselona kapılar ve balkonlar şehri
Barselona asırlık ağaç kapılar şehri adeta.
Bildiğimiz kapıların iki misli boyunda neredeyse gördüklerim.

Binalar da yüksek tavanlı olunca, o görkeme böyle ihtişam yakışıyor elbet…

Kaldığımız otelin kapıları da öyle.
Buram buram ağaç.
Sabahları kahve makinasından kahvemi almaya giderken selamlaştım hep.
Oymalarına dokundum. Sevdim.
Geldiği ormanın rüzgârı değdi tenime.
Yeşilinin kokusu.
İşleyen ustaların şarkısı.
Derdi, tasası geldi oturdu içime.
“Sevinçleri de olmuştur elbet” diye umutlandım.

Modern şehrin sokaklarında gezinirken, kapılarında durdu kaldı yüreğim.
Heykellerle, oymalarla donattıkları binalarını böyle sarıp sarmalayıp bugüne taşıyan insanların zenginliğinin ardındaki gerçeği aradım tarih sayfalarında.

Barselona, “asırlık kapılar şehri” olarak yazdı kalemim.
Kapıların ardındaki sırları düşledim durdum gezerken.
Kapıların ardındaki hikâyeleri…

Sırlı dünyanın masallarını.

Barselona ile ilgili elbette daha çok anlatılacak cümle var.
Gezmediğimiz sokakları.
Görmediğimiz müzeleri.
Bu güzel İspanyol şehrini başka bir zamanda yine görmeye niyet ederek ayrıldım tarihi sokaklarından.

Adios Barselona.
Yine görüşünceye dek hoşça kal…

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi