AĞACIM
ağacım yine hüzünlü
bakıyor öyle uzaklara dalgın dalgın
derdi her neyse
ekmek elden su gölden
yaşayıp gidiyordu öylesine
her şey bedavadan
ama bir derdi var gibi
ülkemin dertlerinden haberdar sanki
kimseler görmeden
uzatmış başını
komşu evin penceresinden
gecenin karanlığında
gizlice onları dinlemiş olmalı
dert edinmiş dertlerini belki de ya da kim bilir
o da okuyordur
kitap, gazete, dergi
herkeslerden gizli gizli
belki şiirler yazıp okuyordur da dinliyordur onları sessizce
yaşıyormuş komşu evde
yasaklı bir şair
okumayı yazmayı öğretiyormuş
kurda, kuşa, yıldızlara
parktaki ağaçlara bile
ah sevgili ağacım
sana da öğretmiş olmalı
okumayı, şiirler yazmayı
kalmamış huzurun eskisi gibi öğrenmişsin sanki
varlığı, darlığı, yokluğu
sevmeyi, sevilmeyi
ayrılığı, açlığı
belki senin de vardır
kavuşamadığın, sevdiğin
çok hüzünlü bugün gözlerin
her an akacak gibi
dallarının uçlarına konmuş gözyaşları seninle konuşan o kuş anlamış olmalı
bir şeyler fısıldıyor kulağına
seni teselli ediyor gibi
sevgili ağacım
öğrenmişsin sen de
üzülmeyi, sevinmeyi
unutmazsın umarım
bizler gibi gülmeyi
artık rahat yok sana
kaçacak uykuların bundan sonra yok olacak huzurun
sen de bizim gibi
üzüleceksin her şeye
içten içten gizlice
O şairi tanımasaydın keşke…