Baba düzyazıdır; anne şiir!

Hilmi Yavuz

15-09-2022 13:32

Advert

Şiirlerimde ‘baba[m]dan sözetmediğimi anımsattığında, Eser’e bunu söylemeliydim. Daha sonra, yolda yürürken, Şehnaz’a, böylece dilegetirdim: Baba düzyazıydı benim için; anne, şiir! Gerçekten.

Hep söylemişimdir: Benim yaşamımda, bilgiyi, akıl’ı, sanırım öyle söylenebilir, Apollon’ca-olan’ı, babam temsil etmiştir;-dâimâ! Daha yeniyetme bile değilken, ilkokul yıllarıdır, rahle-i tedris’ine oturtan, ‘sana okullarda öğretilmeyeni öğreteceğim’ diyen o’dur,-babam...

Gerçekten de, ‘okullarda öğretilmeyen’i, bir tür ‘bahsî’ (‘diskursiv’) bilgi olarak bana öğretmiştir. Babamı, daha çok retorik’le ilişkilendirmişimdir; oysa annem bu anlamda liriktir..

 Evet, lirik! Onu kesinliyorum şimdi. Derûni ve mistik olanıysa annemle yaşadım. Babam konuşarak, annem susarak dönüştürdüler tinimi. Bir eldiven gibi, hem içiyle hem dışıyla (ve elbette hangisinin iç, hangisinin dış olduğunu bilmeden) iki taraflı dokunan, iki yüzüyle de kullanılabilen bir tin...

Hâşim gibi söyleyeyim: Annemle karanlık geceler bazı çıkardık. Başları beyaz tülbentli kadınları, güzel yüzlü, ıtırlı kadınlardı, birbirlerini bakarak, söze gerek yoktu, anlamayı bilen kadınlar. Bir dokunuşa dönüştürmüşlerdi sözleri, öyle onaylıyorlardı birbirlerini, derin ve gizemli bakışlıydılar. Bembeyaz tülbentler, ıtırlıydılar ve onlar, o kadar ferah ve aydınlıktılar ki, o odalarda çiçek işlemeli gaz lambasının ışığından daha fazlası, çok daha fazlası vardı:-tülbentlerin aydınlığı...

Annem, lirik’ti; ‘bahsî’ değildi bilgisi, hâdsî (‘intuitiv’) idi. O gecelerde beyaz tülbentlilerde benim bile farkettiğim, ilkokul yıllarımdı, bir esrime, bir kendinden geçme vardı. Dionysos-olan’dı annem.

Dünyayı (ya da şeyleri), derin ve gecemsi bakışlarıyla kendilerinin kılan bu gizemli kadınlar, yumuşak ve aydınlık dokunuşlarla da kendilerini birbirlerinin kılıyorlardı. Odanın o görklü ışığına ekledikleri tülbentlerinin aydınlığına bürünüyorlardı, dudaklarında belli belirsiz kıpırtılarla.

Evet, annemle karanlıkta bazı geceler çıkardık, dönerken eve, o aydınlıkla mı dönerdik;-anımsamıyorum şimdi. 

Benim gizem öğretmenimdi annem; hüzün öğretmenimdi;-hüznün nasıl yaşandığını, sessiz bir teslimiyetle ondan öğrendim(di).

DİĞER YAZILARI Çeviri Şiirler Kaynakçası: Hangi Şiir Kimin?  01-01-1970 03:00 Dinî Bayramların Ruhaniyeti Niçin Yok Oldu? 01-01-1970 03:00 Safa Önal: Hatıra, Şairdir! 01-01-1970 03:00 Yalan Üzerine Bir Deneme 01-01-1970 03:00 Sofra ve İktidar 01-01-1970 03:00 Sigara Nostaljisi Üzerine Notlar 01-01-1970 03:00 Missouri Geldi! 01-01-1970 03:00 Para Üzerine bir Deneme 01-01-1970 03:00 1950 Kuşağı Üzerine Notlar 01-01-1970 03:00 Canım Kardeşim Oruç Aruoba İçin 01-01-1970 03:00 İnsanoğlu güvende mi?  01-01-1970 03:00 Anketler ve İdeoloji 01-01-1970 03:00 ‘İstanbul Beyefendisi’ 01-01-1970 03:00 Fethi Naci’yi Anmak 01-01-1970 03:00 Çocukluğumun Ramazanları 01-01-1970 03:00 Sivil Toplum Üzerine 01-01-1970 03:00 Asrîleşme İkonları 01-01-1970 03:00 Kabul Günleri 01-01-1970 03:00 ‘Vicdan, Mülkün Temelidir’ 01-01-1970 03:00 Kıskançlığın Soykütüğü 01-01-1970 03:00 Sorulmaması Gereken Sorular 01-01-1970 03:00 Bursa’da Ben: Çocuk Narkissos ve Yaşlı Dionysos 01-01-1970 03:00 ‘Filozoflar ve Eşekler’ Üzerine Bir Deneme 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya 01-01-1970 03:00 İşkence ve İşkencenin Tarihi Üzerine 01-01-1970 03:00 Okuma Takıntısı 01-01-1970 03:00 Fragmanlar 01-01-1970 03:00 Yaz İkindileri 01-01-1970 03:00 Haziran! Ayların En Zalimi! 01-01-1970 03:00 Eski Telefon Anıları 01-01-1970 03:00 Felsefe ve Şiir İlişkisi Üzerine Notlar 01-01-1970 03:00 ‘Ah güzdür, güzdür o bulanık defter!’ 01-01-1970 03:00