DENEME
Giriş Tarihi : 23-08-2022 13:57

Yazar ve Okuyucu

Yazan: Havva Kalaycı - YAZAR ve OKUYUCU   

Yazar ve Okuyucu

YAZAR ve OKUYUCU     

Bir okuyucu gözüyle baktığımda onların yerinde ben olsam kitap fuarlarını ziyaret etmek istemem. Şu anki kitap fuarları sözde aydınlar, filozoflar, muhabirler, roman yazarları, şairlerle dolu. Tabii bunlar, yayınevleri ve fuarları düzenleyenler için öncelikli kişiler. Zaten çoğu, kitap satmak için değil egosunu tatmin için katılırlar. Bu itici sığlığın sorumluları yayınevleridir. Okuyucunun fuarlardan soğumasına izin veren onlardır. Çünkü okuyucu öncelik değil anlam arar.

Yazar gözüyle bakıldığında ise imza etkinlikleri, fuarlar daha sıkıntılı bir hâl alıyor. Geçenlerde yazar bir tanıdık katıldığı fuarı anlatırken: “ Parayı ben almak zorunda kalıyorum!” diye söyledi. Cümlesinden gizli bir mahcupluk sızıyordu. 
Aylarca, günlerce sayfaları arasına edebî yazılarla duygu dizelediği kitap için eline verilen para, bir yazar için akşam güneşidir. Yani yazmış olduğu kitabı imzalayıp parasını almak eserin sahibini bir hayli üzer. Bunu kendimden biliyorum. Şu an yazarken dahi “ Ne korkunç! “ diyorum.

Duygusal açıdan böyle ağır yükler yüklenmemeli yazan kişilere. Kitabın sahibi maddi yönden hiçbir işle ilgilenmemeli. Zaten yazan kişide ticaret kafası yoktur. Olmaz… Onlar anlamazlar o işlerden… Onlarda öyle bir şey olsa gidip yayınevi kurar bu işin ticaretini de yüklenirler.

Rahmetli babam, mekânı cennet olsun, ticarette zehir gibiydi.  “ Boş işlerle uğraşıyorsun! “ diye çok uyardı beni. Gerçi şimdi aynısını ben de çocuklara söylüyorum. Söylüyorum ama ardı sıra da içten, içten seviniyorum. Çünkü benim gözümde gayretli çabalı bir kaybediş, mutlak bir kazanışın habercisidir.

 Pandemiden önceydi sanırsam, adını yazmayayım. Yazar bir büyüğümüze: “ Hocam yazmak karın doyurmuyormuş sadece insanı mutlu ediyormuş, bu doğru mu?” diye sormuştum. Kendisi bana ters ters bakıp: “Nasıl doyurmaz! Doyurmaz olur mu doyuruyor elbet. Emek, sabır olduktan sonra her işte karnın da doyar, mutlu da olursun. Bunlar olmadan yapılan iş zaten boş iştir.” demişti. Yalnız şunu da söyleyeyim bu yazar büyüğümün yirmiyi aşkın kitabı vardı.

Garanticiliği severim ama bir şeyin oluru da olmazı da hataya açıktır. Özetle neye getireceğim bunu? Kazanmak, kazanmamak ayrı mesele ama gerçek bir yazar önce kendisi için yazar. Ve tabii ki yazdıklarının okuyucuya ulaşmasını ister. Bu hassas buluşmada iki tarafa da daha nezaketli olunmalı ki araya soğukluk girmesin.


 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi