VE SÜKUT
“Sessizlik ihanet etmez”
Eğer bir denize benzer ruh haline şahitseniz biliniz ki sükutla karşı karşıyasınızdır. O denize benzeyen ruh hâli içinde binlerce renkte düşünce birbirine hiç çarpmadan ve dokunmadan yüzerler. Sükutumuzun benzer anlamlılarına bakacak olursak "susku" ve "susma" sözcükleri hemencecik göz kırpar bizlere… Sonrasında S.Korkmaz hemen devreye girer ve der ki:
“Susku/num
Sen beni ben seni
Başlatıp bitiren iki deli…”
Kelime elbette ki bir isimdir. Kökeni Arapça! Az konuşma, susma anlamı taşır genellikle bu sözcük. Bu bağlamda başı eğik bir hâl durumu, içten içe kaynayan bir yanardağ patlamasının önceki hâlidir, her ne kadar “sükut ikrardan” gelse de… Sükut veya sükût, sessizlik anlamı taşırken ortalarda dolaşan bir kelimeye daha rastlarsınız bu kulvarda. Onun adı “sukut” dur. Bu kelime de Arap kökenlidir, tabii ki “ıskat”tan gelir. Iskat, sakıt olmak demektir. Düşmek, yığılmak, çökmek anlamı taşır. Bir çoğumuz konuşmalarımızda çoğu zaman şöyle bir söz sarf ederiz, “Onu, o şekilde görünce sükutuhayale uğradım inan ki.. ”Böyle bir cümle içerisinde kullanmış olduğumuz sözcük sükut değil, sukut olmalıdır. Ancak bu şekilde hayal kırıklığımızı doğru ifade etmiş oluruz.
Sükutun en büyük faydası, insanı beladan kurtarmasıdır, bilesiniz. İyilik olarak insana bu yeter bence, hatta yeter de artar bile... Bişr-i Hâfî der ki "Konuşmak hoşuna giderse sükut et, sükut hoşuna giderse konuş. Peki, biz ne dedik durduk yıllarca: "Sesli konuşmaktan utanıyorum, sükut bir sevdadır edeple ikiz…” Bu cümleme, "Nerede gözleriniz?" diye soru cümlemi de eklersem sanırım ki çok yakışır!
"Ağustos böcekleri küfürbaz, lalelerimse az zavallı kaldı boyunları bükük. Hafif sağa, biraz batıya, biraz da sana eğik, sanki efkârlı" dedi Toprak ve sonra ekledi: “süzülen kan-terin yüzü suyu hürmetine ‘su'sarlardı… ‘Sus’arlardı en çok...” Hemen ardından Peygamberimiz devreye girer ve derdi ki cümle âleme: “Susmak huyların efendisidir…”
Sonracığıma bir disonans şiir girerdi Toprak’tan bu sayfaların tam da şeytan aralığına –fütursuzca hem de-ve sükût niyetine:
“Ben suskunum ağzım dilim kupkuru
Ağzımda, anadilim unutuldu
Ağzımdan dilim dilim aç kurdun ayeti kudurdu.
Tanrı’dan vahiy, süzülerek usumdan
Süzülerek dudağımdan bu katran, kırıldı…
Kırıldı bir şeytan aralığında zaman.
Ben susuzum
Elim, tenim, bedenim hep kuru.”
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz