ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 03-11-2025 11:06   Güncelleme : 03-11-2025 11:13

Tavan Arası / Ahmet Keskin

Ahmet Keskin -TAVAN ARASI

Tavan Arası / Ahmet Keskin

TAVAN ARASI

Ürke ürke girdi. 

Yüreği elindeki mum gibi titriyordu. Oturduğu yerde nereden aklına geldiyse geldi. “Sandıktan mektupları almalıyım. Tekrar okuyayım.” diyerek basamakları çıkmış, karanlığın içine hapsolmuş bu odaya gelmişti. Işık, gölgesini odaya düşürmüş, sağa sola yığılmış eşyaların üstünde geziniyordu. “Mektuplar… Ondan bana kalan tek yadigar… " diye söylendi seslice. İşte, sandık karşısındaydı. Üstünden kilimleri alıp yandaki boşluğa bıraktı. Afyon işi aynalı sandık; annesinin çeyizinden kalmış. 

"Kullanırsın.” dediyse de modası geçmiş bu yadigârı buraya çıkarmış, atmaya kıyamamıştı. Hasan’ından kalan mektupları kucaklayan bu sandık, kendi haline bırakılmıştı.
Kapağını açtı. İçinde dünlerin pek çok el işi, yazma, öte beri ve keten bir iple bağlı zarf tomarı vardı. Altında da  bir albüm… Her ikisini çıkarıp kapağı kapattı. "Bir ara burayı düzenleyeyim.” deyip aşağıya indi.

Albümden başladı.

Düne dair pek çok siyah beyaz resim vardı. Elleri bir resmin üzerinde gezindi, gezindi, gezindi…

"Hasanım, canım!..”

Dudakları büzüldü, büzüldü, büzüldü.

"Özledim seni. Çok özledim. Gel artık, gel canım be!..”

Albüme onlarca gözyaşı düştü.

Hep böyle oluyordu.

Albüme bakan gözleri bulutlanıyor, bu resimde takılıp kalıyor, ağlıyor ağlıyordu.

Masaya bıraktığı mum sönünce kendine geliyordu.

Mumu ateş; onu da Hasan’ın yokluğu, böyle böyle tüketiyordu.

***


Editör: Nevin Bahtışen

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi