SABAHATTİN EYÜBOĞLU
Anadolu sevgisi dolu yüreğiyle kaleme aldığı “Mavi ve Kara” adlı deneme kitabının arka kapağından bir alıntıyla Sabahattin Eyüboğlu'nu anlatmaya başlamak isterim: "Köklü ve derin bir kültürün temsilcisi, Anadolu aşığı bir gönül adamıdır Sabahattin Eyüboğlu.
Halk gerçeğine inanmış, demokrasi tutkunu bir düşünür, sanat adamı ve yazardır. Ona göre "yurt" demek, birçok uygarlığı beslemiş, potasında eritmiş Anadolu demektir. Anadolu İlyada çiçeğinin açtığı yerdir. Dyonissos korolarının ilk kurulduğu topraktır. Homeros'u doğuran anadır. Bizim tarihimiz onun tarihidir. O bizi fethetmiş, biz onu. Bozkırına da, mavi denizine de vurulmuşuz CANIM ANADOLU'NUN..."
Anadolu aydınlanması öncülerinden Sabahattin Eyüboğlu, hayranı olduğu Anadolu kültürünün, geçmişte topraklarımızda kurulmuş her medeniyetten izler taşıdığını savunur. Edebiyat ve kültür hayatımıza bıraktığı deneme, inceleme, eleştiri türündeki yazıları ve çevirdiği eserlerle, dilimizi kullanmadaki maharetini görür, Türkçe’mizin tadına varırız.
Çektiği fotoğraf ve filmler, bizi kendi döneminin Anadolu'sundaki güzelliklere götürür. Yurdumuzu adım adım gezip fotoğraflamış, çektiği belge niteliğindeki filmlerle Antik Yunan ve eski uygarlıklardan kalan eserlerin Anadolu'nun önem verilmesi gereken değerleri olduğuna dikkati çekmiştir. Azra Erhat, Cevat Şakir Kabaağaçlı nâmı diğer Halikarnas Balıkçısı, Vedat Günyol, Mina Urgan ve daha niceleriyle birlikte çıktıkları Mavi Yolculuk gezileri 1950'li ve 1960'lı yıllarda Anadolu coğrafyası, tarihi ve kültürel mirasının izlerini süren bir okul niteliğinde belleklerde yer etmiştir.
Kültür, sanat ve edebiyat alanında tanınmış Trabzonlu bir ailenin mensubu olan Sabahattin Eyüboğlu 1908 yılında Akçaabat'da doğdu. Babası mutasarrıf (kaymakam) ve daha sonra Trabzon milletvekili olacak Maçkalı Mehmet Rahmi Bey, annesi Akçaabat eşrafından Lütfiye Hanımdır. Ressam, şair, yazar Bedri Rahmi Eyüboğlu ile yüksek mimar Mualla Eyüboğlu Anhegger'in ağabeyi, kültür araştırmacısı ve yazar İsmet Zeki Eyüboğlu'nun amcasının oğludur. Liseden sonra sınavla yüksek öğrenim yapmak için yurtdışına gider.
Atatürk'ün Avrupa'ya okumaya gönderdiği ilk öğrenciler arasındadır. Fransa ve İngiltere'de edebiyat, estetik ve dil öğrenimi görür, kültür-sanat üzerine incelemelerde bulunur. Yurda döndükten sonra Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’nda Nurullah Ataç'la çalışmaya başlar. Bakan Hasan Ali Yücel'in klasik eserlerin dilimize çevrilmesi için kurduğu tercüme bürosunda, ileriki yıllarda da beraber çalışacağı Azra Erhat, Vedat Günyol, Orhan Veli ve Mina Urgan'la çok sayıda eseri Türkçe’mize kazandırır.
Montaigne'den Denemeler, W. Shakespeare'den Hamlet, Platon'dan Devlet, Thomas More'dan Ütopya, J.J. Rousseau, J.Paul Sartre, Albert Camus, Bertrand Russel, La Fontaine'den Masallar, Hayyam'dan Dörtlükler ve daha niceleri, düşünce dünyamıza ve edebiyatımıza kazandırdığı en bilinen çeviri eserleridir. Tercüme bürosunun kapatılmasından sonra da çevirilerine devam eden Sabahattin Eyüboğlu'nun ilk yazısı 1930'da Hakimiyeti Milli'de “Tenkid” başlığıyla yayınlanır.
Varlık, Tan, Cumhuriyet, Ulus, Kültür Haftası, İnsan, Yaprak, İmece, Yeni Ufuklar gibi çesitli gazete ve dergilerde yazıları yayınlanır.
Bakanlıktaki görevinin yanısıra İsmail Hakkı Tonguç'un önderliğinde kurulan Köy Enstitülerinin hemen hemen her aşamasında çalışır. Öğretmen yetiştiren Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde ders verir. 1947'de siyasi nedenlerle Hasanoğlan'dan uzaklaştırılınca Paris'e gider. Yurda döndüğünde Milli Eğitim Bakanlığındaki görevine döner, İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı ve İTÜ'de akademisyen olarak Fransızca ve Sanat Tarihi dersleri verir.
Ülkenin 27 Mayıs ve 12 Mart askeri darbelerinin çalkantılı siyasi atmosferi maalesef Eyüboğlu'na da uzanır, üniversitedeki görevinden uzaklaştırılır. Yayınladıkları bir çeviriden dolayı Azra Erhat ve Vedat Günyol ile birlikte yargılanıp tutuklanır ancak daha sonra aklanarak beraat eder.
Yaşar Kemal ile birlikte halk edebiyatindan yaptığı derlemeler “Gökyüzü Mavi Kaldı” adıyla yayınlanır.
M.Ali Cimcoz ile birlikte çevirdiği Platon'un Devlet adlı eseri 1959 TDK Çeviri Ödülü'nü kazanır. “Mavi ve Kara” adlı deneme kitabı ile 1960'da Ataç Armağanı'nı alır.
Çevirilerine yukarıda değindiğim Sabahattin Eyüboğlu'nun belli başlı eserlerini şöyle sıralayabiliriz:
Deneme ve İnceleme alanındaki eserleri
Mavi ve Kara
Yunus Emre
Pir Sultan Abdal
Köy Enstitüleri Üzerine
Sanat Üzerine Denemeler ve Eleştiriler
Gelelim filmlerine:
Anadolu Ormanları
Hitit Güneşi
Nemrut Dağı Tanrıları
Siyah Kalem
Karanlıkta Renkler
Göreme
Surname
Anadolu Yolları
Anadolu'da Roma Mozaikleri
Eski Antalya'nın Suları
1973'de yaptığı çeviri sırasında fenalaşan Sabahattin Eyüboğlu, ardında Türkçe seslenen çok sayıda klasik Yunan ve Batı edebiyatından romanlar, tragedyalar, tiyatro eserleri, masal, türkü, atasözleri, deyimler ve Anadolu'ya gönülden bağlı bir ömür bırakarak aramızdan ayrıldı.
Azra Erhat, “Sevgi Yönetimi” adlı kitabının 245. sayfasında şöyle diyor: "Sabahattin Eyüboğlu Türkiye'nin 7000 yıl önceki geçmişi ile bugünü arasında, Yunus Emre ile 20.yy. aydını arasında insanlık ve yaratıcılık alanında bir köprü kurmak yolunu bulmuştur. Cömert sevgisiyle yanına yaklaşan her insanı nasıl kucaklar, o insanı yaşama sevgisiyle doldurmuşsa, geçmişin bütün insan değerlerini öyle kucaklamış canlandırmıştır. Sevmediği, öfkeyle, üzüntüyle karşıladığı bir tek şey vardır, onu da, insancı görüşünü dünyaya tanıttığı pîri Yunus Emre'nin ağzından söyleyelim:
“Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize”
***
Yararlanılan Kaynaklar
Azra Erhat, Sevgi Yönetimi
Hitit Güneşi Mualla Eyüboğlu Anhegger, Tuba Çandar-Söyleşi
Sabahattin Eyüboğlu, Mavi ve Kara-Deneme
Türk ve Dünya Edebiyatçıları cilt 2, Aziz Çalışlar