DENEME
Giriş Tarihi : 30-05-2023 17:50   Güncelleme : 30-05-2023 19:22

Öldürmeyin Dostlar / Hüseyin Uyar

Yazan: Hüseyin Uyar -ÖLDÜRMEYİN DOSTLAR

Öldürmeyin Dostlar / Hüseyin Uyar

ÖLDÜRMEYİN DOSTLAR

Tetiğe değil, deklanşöre basalım!
Sormak isterim; spor olsun diye başka canlının hayatına kıyan, insan dışında bir tür daha var mı?

Yaz mevsimi geldi ya, şehirden kırsala akış başladı. Yani, koca kışı kendi halinde geçiren ve zemheri soğuğunda bile hayatta kalmayı başaran yaban hayatı için asıl tehlike ufukta belirdi. 

Spor olsun diye avcılık yapan, sırf kendi zevki için yolda karşılaştığı yılanın üzerinden arabasıyla geçen ve bunun gibi birçok hastalıklı davranış eğiliminde olan insan, bir kâbus gibi yaban hayatına doğru yaklaşıyor.  
Üstelik sorun sadece, şehirlerden kopup gelen şımarık insanlar değil. 

Bir anımı paylaşmak isterim. Kaybolan birkaç tavuğunun katili olduğunu düşündüğü tilkiyi, otomatik av tüfeği ile vurmuş. Zavallı tilki, ilk fişekte ölmüş olmasına rağmen, beş fişek daha atmış ve hayvancağız parçalanmış. 
Ve bir cuma günü namaza giderken beni gördü, koşarak yanıma geldi.
“Bak ne hale getirdim, yavruları da var galiba ama yuvasını bulamadım.” dedi. Telefonuyla çektiği fotoğrafları gösterdi. 

İlk fotoğraftan sonrasına bakmaya içim elvermedi. “Sen şimdi cuma namazına gidiyorsun ya…” diye başladım ama öfkemden konuşmaya devam edemedim. Karşımdaki katili hırpalamamak için ortamdan uzaklaştım. Doğrusu şu ki, o tetiği çeken parmağı kırmak arzusunu epey bir süre zihnimden atamadım. Aslında hâlâ da atmış değilim…

Namazdan sonra cemaatin dağılmasını bekledim. Ve nihayet cami imamını tek yakaladım. “Yaban hayvanlarını öldürmenin günah olduğunu bu insanlara neden söylemiyorsun?” diye sert bir ses tonuyla uyardım. “Ağabey, yemin ederim söylüyorum ama dinlemiyorlar.” dedi…

Bir belgeselde seyretmiştim. Yaban hayatının köylülere zarar vermesini engellemek ve köylülerin de yaban hayatını tahrip etmesinin önüne geçmek için, bölgede bulunan üniversite bir çalışma yapıyor ve başarılı da oluyor.

Projenin sahibi, akademik hayatının büyük kısmını kurtlar üzerine çalışarak geçiren bir profesör. Nihayet onların kendi aralarında “tehlike var” anlamına gelen ulumalarını kayıt altına alıyor. İhtiyaç olan bölgelere bu kayıtları dağıtıyor. Kurt sürüsü yaklaşmaya başlayınca hoparlör ile “uluma” sesini veriyorlar. Bu sesi duyan kurtlar “burada tehlike var” mesajını alarak köye yaklaşmıyor.  

Benzer çalışmalar ve daha fazlası bizim üniversitelerimizde de yapılmalıdır. Bir gerçek var ki, bu konu yerel halk ile yaban hayatı baş başa bırakılarak hallolacak gibi görünmüyor. Elbette, köylülerin geçim kaynaklarını korumak gibi bir refleksini yadırgayıp suçlayamayacağımızı bilmemiz gerekir. Ancak devlet ve akademik dünya daha fazla sorumluluk alıp, yerel ve yaban hayatı arasında kalıcı bir sulh yolunu mutlaka bulmalı. Her şeyden önce bu bir insanlık görevidir…

Unutmamalıyız ki, yaratılmış her varlık aynı ölçüde yaşam hakkına sahiptir.   
Ve şimdi tekrar başa dönüp, “Ah! Benim güzel ülkemin güzel yaban hayvanları. Hem insanımızı eğitemediğimiz hem de sizleri yeterince koruyamadığımız için, kendi neslim adına özür diliyorum.” demek geliyor içimden. 
Faydası olur mu, bilmiyorum ama ısrarla tekrar etmek istiyorum. 
Tetiğe değil, deklanşöre basalım!  

Editör: Dr. Özlem Demir

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi