OKYANUS MİSALİ AKIYOR BELKİLER
Gün bittiğinde içteki buruklukla söner insanın içindeki ateş,
Bazıları tertemizken bile kalp lekeleriyle doğuştan keş,
Bitti dendiğinde dönülmez artık diyen yaşlı bir ihtiyar ihtiyatlığında,
Dönülmeyenler yolların ardındaki koyu mavilikteki yalnız seher yelinde,
İmtihanlara boğulmuş bir talebenin bitip tükenmeyen vehminde,
Bazen en olmayacak zamanlarda bazen tam zamanında,
Okyanus misali akıyor belkiler belki yıldızların arasından,
Sıra dışı misallerin sınırsız istekleriyle boğuşma sırasından,
Küçük bir kelamla kırılan gönüllerin yavaş yavaş yükselen nârasından,
Bazen günümüzün modern bir şehrinde bazen Prekambriyen mağarasından
Alçak olanların yüksekliği kinleriyle bulmaya çalışırken düştükleri vehimlerinin iğrençliğinden
Apaçık ortaya çıktığı yerlerden, derinliklere süzülen musikiden,
Kapkaranlık gecelerin içinden ortaya çıkmaya çalışan bir alevin yalnızlık çerağından,
Zemheri mevsiminde savaş çığlıklarının yayıldığı mekânlardaki küçük umutlarda,
Okyanus misali akıyor belkiler sükûnetle insanlığın arasından,
Geliyor vaktini tamamlamış martılar ufuklardan sıra dışı,
Akıyor hayat bir imbiğin pençesinde, ayrılıyor yavaş yavaş mefhumlarına,
Hz. Âdem ile Hz. Havva bile imtihan edilerek kötülüklerin arasından ulaştılar umutlara,
Bütün hüzünlerin arasından sıyrılıp güneşli yollara çıkmak ümidiyle,
Okyanus misali akıyor belkiler belki kötülüklerin arasından sinsice,
Bazen mızmız bir çocuk gibi bükerler boyunlarını, dedikleri belkiler zoraki münafat,
Okyanus misali akıyor belkiler her gün insanların arasından…

















































