ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 11-04-2025 19:56   Güncelleme : 11-04-2025 20:14

Oğlum Can Sızım / Mine Borazan

Yazan: Mine Borazan -OĞLUM CAN SIZIM

Oğlum Can Sızım / Mine Borazan

OĞLUM CAN SIZIM

- Çok meşgulüm anne... Toplantılarım var. Sonrasında Ayla ile bir tatil planımız var. Fırsat bulursam ararım.

Birkaç kelime sonrasında kapanan telefon...

Hep pencere kenarında durur benim telefonum. Pencereden yola bakarken kulağım hep bir telefon sesinde. Çok nadir çalıyor benim telefonum.

Yaşım yetmişe dayandı. Artık eskisi gibi de görmüyor gözlerim. Tek kat bahçeli bir evde vakit dolduruyorum işte…

Saçlarım bir pamuk tarlası gibi bembeyaz. Her saç telimde yaşadığım her anın izleri var.

Artık eskisi gibi sağlıklı da değilim. Bir günüm bir günü tutmuyor. Kendime yetecek kadar bahçeye bir şeyler ektim. Bazen çiçeklerimle konuşuyorum. Yalnızlığıma iyi geliyorlar bir nebze.

Daha dün gibi oğlumu kucağıma aldığım an… Çok güzel bir bebekti Kenan'ım. İlk ve tek çocuğumuzdu.

- Nalan, bu çocuk büyüyünce çok başarılı olacak; bak görürsün.

Ah Turan Bey, keşke başarılı olur yerine hayırlı bir evlat olsun deseydin! Ne vardı beni bu kadar erken bıraktın, acelen neydi?

Yirmi iki yaşındaydım Kenan'ımı doğurduğumda. Başka çocuk yapmadım. Çok iyi büyüsün diye… Keşke üç beş tane yapsaydım da… Birinin yıllarca pencere bekletmesine karşın biri çalsaydı kapımı. Sarılsaydı boynuma. Arkamdaki dağım olsaydı.

“Anne bugün nasılsın?” diye hâlimi hatırımı sorsaydı… Bir kap yemeğimi yapsaydı. Beraber sohbet etseydik… Çay içseydik.

Çok zor büyüttüm Kenan'ımı… Çok zordu,  babasız çocuk büyütmek, okutmak.

Şimdi çok iyi bir mevkide. Durumu da çok iyi. Zenginlik onu çok değiştirdi. Kedileri, Köpekleri sığdırdı da koca villaya, bir beni sığdıramadı!..
Arada bir, birkaç kelime konuşur telefonda. Üç beş kuruş da harçlık gönderir, lütfederse…

Çok şükür, kocam bana maaşını bıraktı. Kıt kanaat yetiyor.

Geceleri saatlerce uyumazdım ateşlendiğinde. Başında sabahlardım. Biraz geç kalsan aklım çıkardı. Sevdiğin yemekleri yapardım.

Kalbimde büyüttüm ben seni oğlum! Benim senden başka kimim var ki?

Bir gün yalnız öleceğim şu dört duvar arasında. Anneni ihmal edip aramaman vicdan azabı yapacak sende…

Sen beni ihmal etsen de aramasan da bir umutla aradım seni. Çoğu zaman açılmayan, geri dönülmeyen telefonlarla…

Uzun yıllar mektuplar yazdım sana; hepsi duruyor, yatak odasındaki çekmecemde. Her satırında sana olan tarifsiz sevgim… Sonsuz özlemlerim var… Silinmiş birkaç kelime görürsen, onları özleminden akan gözyaşlarım ıslatmıştır.

Oğlum can sızım!

İşler bekler, toplantılar bekler. Ama bir anne, bir pencere kenarında yıllarca bekletilmez. Bir gün çaldığın kapının ardında bulamayacaksın beni. Sönük bulacaksın lambanın şavkını. Tütmeyecek evin bacası.

Örümcek ağı kaplayacak pencere kenarlarını.

Gel oğlum gel!

Çok geç olmadan…

Henüz vakit varken…

***

TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE  KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz

Editör: Nevin Bahtışen

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi