O TULUMBA TATLISI...
Gönül dağından esen rüzgârla geldim bugüne
Ne yağmurlarda ne fırtınalara tutulmuştum
Her ramazanda dönüp baktığımda ben düne
O dağdan meğer ufak sadaka ile kurtulmuştum
Fakirdik çok fakirdik yoktu bizde öyle sofralar
Komşuda görmüştüm pakette tulumba tatlısı
Nerede o zamanlar elimizde çeşit çeşit torbalar
Herşeyin azı kıymetli idi hele ertesi güne saklısı
Bir gün dedim baba biz de tulumba tatlısı alalım
Alırız kızım hele şu ramazan geçsin alırız dedi
Annem baktı babama biz fitre zamanına kalalım
Onlan alırız az bir tulumba gönül doysun dedi
Ha bu arada adım gönül hep zor geçti bu ömür
Köz kaldıkça bağrımda her acıda atıldı kömür
Siz siyahla beyazı yaşarken bizde o siyah renk
Hep kaldı sahte dostlar etti duygusal sömürü
Niye zengin değildik çünkü babam dedi yavrum
Bu gün gelirken getirecem sana tulumba tatlısı
Sabırla bekle akşama evde olacak güzel sunum
Sevinçle hayalini kurdum gelecek tatlı en ballısı
Gün bitmedi saatler geçmek bilmedi gelmedi
Gelmedi babam son anda kapı çaldı ufak çocuk
Koşun dedi ilerde yere yığıldı bir adam gelmedi
Nasıl çıktıysak dışarı üstümüze almadan gocuk
Koştum var gücümle koştum daldım kalabalığa
Yerde yatan babamı görünce döndüm alabalığa
Feryat figanla kanlı gömleğine öyle yaslandım
Tek kurşunla miras için uymuş zalim zorbalığa
Yanı başında dökülmüş yerlere tulumba tatlısı
Her ramazanda o tatlıyı yiyemeden yaşlandım
Sizi bilemem amma yaktı beni o Tulumba tatlısı