NİLÜFER ÇİÇEĞİ
Düşlerim, götürün beni
Su mavisi gözlerine onun.
Acıyla çiy tutmuş yorgun yüreğim…
Bir kırlangıç uçuşuyla geçti,
Nasıl da gelip geçti zaman
Anlamadım, nasıl da vurup geçti?
Yüreğime kırık dökük anılar bıraktı,
Gezinirdi solgun anıların kıyısında,
Avuçlarıma dikenli bir gül bıraktı…
Nilüfer çiçeği, yaz yağmuru ayırdı bizi,
Ayrı şehirlere sürükledi bizi,
Uzak yıldızlar altında unuttuk yüzlerimizi.
Canımı acıtıyor yokluğun, bela çiçeği
Her yanım acılı bir sevda,
Yine deli gönlüm hazanda.
Sevinçli gülüşlerim yok,
Susmuş savruk kahkahalarım, dilim lâl,
Kırılmış onurum, tutsak bir yağmurda…
Açardın göl kıyılarında nilüfer çiçeği,
Gölgeli sazlarla birlikte esintiyle
Su yürümüş sürgünlerine…
Defne bakışlarını al da gel,
Kuşların uyuduğu saatlerde
Ne olur gel bir gün gönül bahçeme.
Sen yoksan nilüfer çiçeği,
kaktüs çiçeği gibi ıssızlıkta yalnızım
Çatladı çatlayacak, sabrın yoz taşları...
Yaz yağmuru ıslatıyor tenimi,
Karışıyorum damla damla yaz yağmuruna,
Br yalnızlık türküsü bıraktın bana.
Özlemin çisil çisil yağmur olurdu da,
Akardı gözden yaşlarla
Senin belalı, acılı sevdana…
Editör: Deniz İmre