NASIL GÜLEYİM
Hele biraz gül diyorsun da gardaş
Bizde gülecek hal bırakmadılar
Yeni çağla uyuşmuyor benim baş
Üstünde siyah tel bırakmadılar...
Kızlar artık ne şehirli, ne köylü
Konuşmak bitti hanımlı, beyli
Kozmetik suratlar çift kat boyalı
Utangaç tende al bırakmadılar..
Çıraksız ustalar, yaş olmuş yetmiş
Amele kalmadı herkes mühendis
Kazanmak peşinde gençler emeksiz
Alnı terleyen kul bırakmadılar..
Yeni nesil dağda olmuyor çoban
Devletin teşviği olmuyor derman
Birkaç yaşlı köyde, nöbetçi kalan
Ahırda davar mal bırakmadılar..
Konuşulan mevzu; evler, arsalar
Deli gibi aşığım der! sorsalar
Unutuldu o efsane sevdalar
Kitaplar yandı, kül bırakmadılar.
Gıdak demeden kesilmiş tavuklar
Elma cilalı, çilek elma kadar
Bu hale arı ağlar, çiçek ağlar
Kovanda gerçek bal bırakmadılar..
Eğer Ankara'da varsa bir dayı
Yeğen tapusuz da diker villayı
Bulur parayı, ektirir kafayı
Ülkede zengin kel bırakmadılar.
Evcilik gibi, iş oldu evlilik
Bahar başlayıp, kış oldu evlilik
Hemen bıkılan düş oldu evlilik
Ömürlük tutan el bırakmadılar..
Çalışmaya takatsiz gayrı dizim
Anamızı ağlattı Kapitalizm
Marka kölesi olmuş oğlum kızım
Yastık altında pul bırakmadılar..
Halis'im gardaş, ben nasıl güleyim
Biliyorsan söyle ben de bileyim
İçim ağlar ki; dıştan da böyleyim
Gözüme başka yol bırakmadılar.