ANI
Giriş Tarihi : 24-09-2023 15:35

Heyhat / Ümmügülsüm Hasyıldırım

Yazan: Ümmügülsüm Hasyıldırım -HEYHAT

Heyhat / Ümmügülsüm Hasyıldırım

HEYHAT

Eski sıcak yuvalarda ahşap panjurları kucaklayan sarmaşıklar vardı. Çifte halkalı ahşap kapılar, nezaketin anasıydı. Küçük halka çalarsa gelen bayan, büyük halka çalarsa gelen erkek olurdu. Hane halkı kapıyı açarken ona göre tedbirini alırdı.

Sardunyalar sarardı kapı çevresini. Muhabbeti, kapının dışına taşıran çiçekler, kapı önünde rengârenk dans ederdi. Mis kokular sarardı mahalleyi. Sardunya, gülfıdır, fesleğen kokuları ruhun gıdasıydı.

Zaman kapı dışında kalırdı. Sıcak yuvalar sevginin esiri, çocuklar neşesiydi. Mısır patlağı eşliğinde masalın tadı çikolata lezzetindeydi.

Dostluklar organik, çiçekler mis kokulu, komşuluklar içten ve samimiydi. Çat kapı girip çıkmalar, resmiyete vurulan kelepçe gibiydi.

Komşu komşuya apansız giderken "Ben seni sen olduğun için seviyorum. Her halinle kabulümsün. Eksik aramaya gelmedim" demek gibiydi. O yüzden atalarımız: "Evini temiz tut misafir gelir, bedenini temiz tut ölüm gelir." derlerdi.

Annannem sabah uyanır uyanmaz kahvaltı sofrasını hazırlarken bir taraftan yemeğini ocağa koyardı. "Olurda biri geliverirse, bir kap yemeğim bulunsun" diye. Çünkü haberli misafir olmazdı. Allah ne verdiyse oturtulur yenilirdi. Misafir yük olmazdı hane halkına. Aksine bereketiyle gelirdi. Misafir "On nasiple gelir, birini yer, dokuzunu koyar gider." derdi analarımız.

Misafir ağırlamak onurdu, gururdu. Sofralar özenle kurulur, en güzel ikramlar hazırlanmaya çalışılırdı. Keyif verir, içimiz huzurla dolardı.

Parke taşları, komşuluğun simgesi gibiydi. Sımsıcaktı. Kapanan kapıların ardında ne yaşandığını konu komşu bilir, yardımda yarışılırdı. Eksiklik hissettirilmezdi. Tebessüm kişinin özüydü.

Gözler gönlün aynasıydı. Çiçekler sevgisi. Ahşap sıcaklık, parkeler dostluktu. Heyhat, şimdilerde geriye buruk bir tebessüm kaldı.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi