HAYATA DAİR
Yorgun akşamların koynuna düşer yazgılar.
İçten içe bir yakarış başlar.
Çaresizce zamana yenilmenin sancısı,
Hayat, yarışı sever, güçlü olanları ihya edip,
Kötürüm kalıncaya dek, yorar yaşayanı.
Sonra, atar derya misali kıyısına,
Ufkuna düşer mazi, sorgularsın kendini.
İş işten geçmiştir, hayat coktan bir kenara itmiştir.
Ruhunun aynasından baktığında, yapacağını umduğun ne varsa, çaresizliğine yenilmiştir.
Ey o şaşaalı günler.
Nerede o güzel ılgıt ılgıt esen yeller.
Mutlulukla kokladığın güller.
Bazen de acının ciğerini yaktığı haller.
Hiç böbürlenerek yürümediğini mi sanıyorsun yollarda.
Öfken ne büyük tufandı bazen, yirmili, otuzlu yaşlarda.
Sabahın şafağında hayatla yarış başlarda, yendiğini sanırsın, yenilgidir yaşamak her günün akşamında.
Avuçlarında biriktirip yumruklarinda can bulan öfkelerin
Yaşamak, çoğu kez isyandı, kafana takıp, sabahın seherine kustuğun öfke dolu silsilelerin.
Geriye dönüp baktığında, zamanın atına binip, şimşek hızıyla geriye aktığında bin pişmanlık var, bir yudum mutluluğun yanında.
Yine bir metafor fırtınası hayata dair, yaptıkların ufak bir anektod, umup yapamadıklarının yanında.